Deniz Biyolojik Terimleri -M

M [son güncelleme 09 Temmuz 2008]
M (abbrev.) [doğal ölüm] ® Natural mortality.
MACKEREL (ATLANTIC MACKEREL) [uskumru] ® Scomber scombrus.
MACKEREL SHARKS [devköpekbalığıgiller, dikburunlugiller] ® Lamnidae.
MACRO- (prefix) [makro-] Büyük, geniş, iri. Örnek; makronukleus (macronucleus)-büyük çekirdek.
MACRO NUCLEUS [makronukleus] Bazı birgözelilerde bulunan küçük çekirdek karşıtı büyük çekirdek. Örnek; terliksi hayvan (Paramecium).
MACRO-BENTHOS [makrobentos] Göz açıklığı 1 mm olan elekte kalan taban (bentik) organizmaları.
MACROCENTRIC SCALE (REPLACEMENT SCALE, REGENERATED SCALE, LATINUCLEATE SCALE) [makrosentrik pul] Balığın kaybolmuş bir pulu yerine oluşmuş aynı büyüklükte fakat kıvrım ve halkaları olmayan pul. ® Regenerated scale (yenilenmiş pul).
MACROCLIMATE [makroiklim, makroklima] Ana coğrafik bölgedeki iklim.
MACROCYTE [makrosit] Büyük alyuvar.
MACROGAMETE [yumurta, makrogamet, megagamet] Büyük eşeysel göze (hücre). Atmıktan çok büyüktür.
MACROMOLECULE [makromolekül] Birçok kez yinelenen yapısal gruplardan oluşan molekül. Örnek; selüloz, glikoz.
MACRONUTRIENTS [makrobesinler, makronutrientler] Organizmaların görece büyük miktarlar halinde yararlandığı fosfor (P), azot (N), potasyum (K), kalsiyum (Ca), kükürt (S), ve magnezyum (Mg) gibi minerallerdir. ® Micronutrients (mikrobesinler).
MACROPHAGOUS [makrofaj] Büyük parça ya da organizma yiyebilen hayvan.
MACROPHTHALMIA [makrofitalmiya] 1- Asalak ya da fizyolojik düzensizlik nedeniyle şişmiş ya da genişlemiş durumdaki gözler.
MACROPHTHALMIA [makrofitalmiya] 2- Yılan balığının yumurtlama göçüne başlamak için derin deniz aşamasında gözlerinin büyümesi.
MACROPHYTE [makrofit] Suda yaşayan büyük bitkiler.
MACROPHYTOPHAGY [makrofitofaj] Büyük bitkilerle beslenen.
MACROPLANKTON (MACRO-PLANKTON) [makroplankton] Yaklaşık 1 mm boyundaki (daha çok 0.5-5.0 cm arasında kalan büyüklük sınıfı plankton.
MACRORAMPHOSUS SCOLOPAX [longspine snipefish] Tabansaldır (demersaldir) ve 25-600 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=20 cm olabilir. Balıkçılığı vardır. Toplu gezer. Erinler 50-350 metrelerde tabana yakın dururken gençler su kolonunda bulunur. Türkçe?de trompet balığı ve boru balığı adlarını alır.
MACROSCALE [makro ölçek] Yatayda yaklaşık 200 km?lik bir uzalık içerisindeki durum için kullanılan bir terim.
MACRURIDAE (GRENADIERS, RATTAILS) [uzunkuyruklubalıkgiller] Işınyüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, mezgitler (Gadiformes) takımının 34 cins ve 383 türü kapsayan bir ailesidir. Denizde yaşarlar. Kutuplar arasında yayılmışlardır. İkinci sırt ve anal yüzgeçleri bitişmiştir. Bir türü hariç kuyruk yüzgeçleri yoktur. Gerçek yüzgeç ışınları bulunmamaktadır. Tabanyüzücüdürler ve 200-6000 m derinliklerde rastlanırlar. Boyları 10 cm ile 1.5 m arasında değişir. Pulları küçüktür. Işık organı eğer varsa deri altındadır.  Genellikle çenede sakal bulunur.
MADEIRA LANTERN FISH [ışıldak balığı] ® Ceratoscopelus maderensis.
MADEIRA ROCKFISH [iskorpit] ® Scorpaena maderensis.
MADEIRAN SARDINELLA [sardalya, beneklisardalya, tirsi] ® Sardinella maderensis.
MADRAGUE (PIG CATCHER) [madraj] Akdenizde orkinos avcılığında kullanılan bir cins tuzak.
MAINTAINABLE YIELD (SUSTAINABLE YIELD) [korunabilir ürün, korunabilir hasat] Büyüklüğü ne olursa olsun bir stok ya da populasyonun sonsuz süreçli kaldırabileceği, koruyabileceği yani verebileceği en büyük av miktarıdır. Bu sürdürülebilir ürün (MSY) ile özdeş ya da ona eşit olabilir. ® Sustainable yield (sürdürülebilir ürün). ® Sustainable catch (sürdürlebilir av). ® Sustainable use (sürdürlebilir kullanım).
MAINTENANCE RATION [koruma rasyonu] Yaşamın devamını sağlayan, vücut ağırlığını artırmayan yem miktarı.
MAJOR COMMUNITY [ana topluluk] Yeteri büyüklükte ve eksiksiz bir düzene sahip olup bağımsız olan topluluğa denmektedir. Bunun anlamı bu tür topluluklar güneş enerjisinden başka bir girdiye gereksinmezler. Komşu topluluklardan olabilecek girdi ve çıktılardan görece bağımsızdırlar. ® Minor community. ® Community analysis.
MALABAR GROUPER [taşhanisi, orfoz, orfoz balığı] ® Epinephelus malabaricus.
MALACHITE GREEN [malaşit yeşili] Boya ve mantar öldüren bir maddedir. Önceleri balık çiftliklerinde mantara karşı kullanılmaktaydı. Kansere neden olduğu belirlendikten sonra kullanımı yasaklanmıştır.
MALACOCEPHALUS LAEVIS (SOFTHEAD GRENADIER) [?] Göçmen değildir. Derintabansaldır (batidemersaldir). 200-1000 metrelerde rastlanır. Boyu TL=60 cm olabilir. Balıkçılığı önemsizdir. Kıta yamacında rastlanır. Balık unu ve yağı üretiminde kullanılır.
MALACOLOGY [malakoloji] Yumuşakçaları (Mollusca) ele alan zooloji dalı. Yumuşakçalar bilimi.
MALACOPTERYGII (SOFT-FINNED FISH) [yumuşakyüzgeçliler] Omurgalı kemikli balıklar üsttakımıdır. Yüzgeçlerinin yumuşaklığı kıkırdağımsı olması nedeniyle bu adla anılmışlardır. Bu takımda yer alan aileler şunlardır: Siluridae, Cyprinidae, Esocidae, Salmonidae, Clupeidae, Pleuronectidae, Cyclopteridae, Echeneididae ve Anguillidae.
MALE [erkek] Atmık üreten birey. İşareti .
MALE-WITH-HAREM FAMILY [haremi olan erkek] Ataerkil/anaerkil aile. Cichlidae yani sihlidgiller?de erkek birçok yumurtlama yerinde dişilerin bulunduğu geniş bir alanı korur. Bu alandaki her dişi kendi yavrularından sorumludur. Erkek çokeşlidir. Sihlidgiller?de belirgin eşeysel çiftyapısallık (seksüel dimorfizm) vardır. ® Matriachal family (Anaerkil aile). ® Patriarch/Matriarch family (Ataerkil/Anaerkil aile). ®  Matriarch/patriarch family (Anaerkil/Ataerkil aile)  ® Patriarchal family (Ataerkil aile).
MALLEUS [çekiç, malleus].
MALLEUS WEBERI [malleus Weberi] Gaz kesesi olan balıklarda bir yandan keseyle diğer yandan içkulakla ilişkili olup çekiç görevi yaparak titreşimleri içkulağa aktaran yapı.
MALNUTRITION [yanlış beslenme] Dengelenmemiş beslenme. Besinin nitelik (kalite) ve niceliğinin (kantitesinin) yetersiz ya da dengesiz olması ile aşırı ya da az (yetersiz) beslenmeyi ifade eder.
MAMMALIA [memeliler] Burada yalnız ® Whales (balinalar).
MANAGEMENT AND ADMINISTRATION OF TURKISH FISHERY [Türkiye?de balıkçılığın işletilmesi ve yönetimi] Balıkçılığın genel anlamda işletilmesinde kullanılan verilerden olup av miktarlarını gösteren istatistikler Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından toplanmakta ve yayınlan-maktadır. Kurum tarafından toplanan istatistikler anketlere dayanmakta olup mesleki balıkçının (yanlış ya da doğru) verdiği av değerlerini yansıtmaktadır. Bu nedenle verilen av değerleri yanlış olabilir. Bu ise balıkçılığı işletme ve idare etmede başta gelen hedef olan uzun süreli (sürdürülebilir) kullanıma ulaşmada sıkıntı ve dar boğazlara yol açabilmektedir. Benzer olay kafes balıkçılığı alanında kurulu kapasiteyi yeterli düzeyde kullanma ya da kapasiteyi aşma gibi bir sorunu gündeme getirebilmektedir ki her ikisi de uzun süreli (sürdürülebilir) avcılık ile besiciliğin-yetiştiriciliğin işletimini sınırlayan etmenlerdendir. Mevcut işletim ve idare bilimsel bulgulardan (denizel canlı kaynakların tespiti ile sürdürülebilir hasat anlayışından) çok kısa süreçli (günü kurtarıcı) ilgili grupların çıkarlarını dengeleyici düşünce ve görüş doğrultusunda yapılmaktadır. Bu yaklaşım aşırı sömürülmemiş stoklar için geçerli olabilir. Aşırı sömürülmüş stoklarda biyolojik gerekliliğin öne çıkartılması zorunludur. Buna ise Türkiye?de uyulduğu pek söylenemez.
MANAGEMENT AUTHORITY [idari otorite] Devletin bir alan ya da kıyı kesiminde balıkçılığı düzenlemeyle yetkili ve sorumlu yasal birimi.
MANAGEMENT OBJECTIVE [idari hedef] Balıkçılık idaresinin etken bir şekilde aradığı sayısal hedef. Örnek; filo kapasitesinin % kaç azaltılacağı şeklindeki idari faaliyet.
MANAGEMENT ORGANISATION [idari organizasyon] Genellikle iki ülke arasında balıkçılığa yönelik faaliyetlerin düzenlenmesi, anlaşmanın sağlanması, danışma, karar alma, uygulama, kaynak paylaşımı, veri toplama, stok tahmini, izleme kontrol ve gözetlemeden sorumlu olmak üzere oluşturulmuş kurum.
MANAGEMENT PROCEDURE [idari işlem] Toplanacak verilerin tanımlanması, nasıl çözümleneceği (analizi) ve sonuçlarının nasıl uygulamaya koyulacağına ilişkin faaaliyet.
MANAGEMENT REFERENCE POINT [idari referans noktası] Balıkçılığın ya da balıkçılık kaynağının istenen ya da istenmeyen durumunu gösteren alışılagelmiş ve kabul edilmiş değerleridir. Referans noktaları örneğin yumurtlayan biyokitle, balıkçılık ölüm düzeyi şeklinde biyolojik olabileceği gibi çaba, kapasite düzeyi şeklinde teknik ya da istihdam, gelir şeklinde olmak üzere ekonomikte olabilir. Bunlar genellikle kritik değerler olarak modellerden hesaplanırlar.
MANAGEMENT STRATEGY [idari strateji] Dar anlamda belirli bir veri toplama sistemi, belirli bir stok tespiti tekniği, belirli hasat kontrol kural(lar)ı ve uygu-lamasını kapsar. Seçenekli stratejiler birbirleriyle benzeşim modelleri kullanılarak karşılaştırılabilirler.
MANAGEMENT UNIT [idare birimi] Basitçe stok?tur. İdare edilecek populasyon, tehdit ya da sömürü altındaki türdür.
MANDIBLE [altçene kemiği] Ağızı oluşturan işlevsel alt kısım. ® Mandibula.
MANDIBLE LENGTH [altçene boyu] 2- Altçenin, ucundan, üstçeneyle kesiştiği noktaya olan uzunluğu. ® Lower jaw length.
MANDIBULA [altçene kemiği, mandibula] Besinin alınmasında kullanılan vücut parçası. ® Mandible.
MANGANESE (Mn) [mangan, manganez (Mn)] Canlıların az miktarda kullandığı bir ağır metal olup eksikliği büyümeyi, fazlaca alınması ise sinir sistemini etkiler.
MANOMETER [basınçölçer, manometre] Akışkan basıncını ölçmede kullanılan alet. Basınçölçer.
MANTA RAY [kulaklıfolyabalığıgiller] ® Mobulidae.
MANUBRIUM [manubriyum] Deniz analarının ucunda ağız bulunan boru organı.
MARBLED GOBY [lekelihurmakayası balığı, küçükkaya balığı] ® Pomatoschistus marmoratus.
MARBLED SPINEFOOT [çarpan, çarpan balığı, çarpan, çilliçarpan balığı, beyaz sokar, tavşan balığı] ® Siganus rivulatus.
MARGALEF SPECIES DIVERSITY INDEX [Margalef tür çeşitliliği göstergesi] Shannon göstergesinin aynıdır. Burada; d = (M-1)/ lnN ?dir ve M = Toplam tür sayısı ve N = Toplam birey sayısıdır. ® Shannon index (Shannon göstergesi). ® Community analysis (topluluk çözümlemesi).
MARGINAL [sınırsal] Dar bir alanı tanımlar. Sınırda olan.
MARGINAL HABITAT [kenar-yaşamalan] Sınırlayıcı çevresel koşullar nedeniyle yalnız birkaç türü ayakta tutabilen yaşamalan.
MARICULTURE (SEA FARMING) [deniz çiftliği, marikültür] Deniz canlılarının tankta, havuzda, kafeste, açıkta ağ ile çevrilmiş kesimlerde yumurtadan itibaren yetiştiriciliği ve besiciliği yani kısaca kültürüdür. Balıklar genellikle pazar boyuna kadar saklanırken marikültürden sayılan deniz kuluçkahanelerinden ise genç balık olarak salıverilirler.
MARICULTURE IN TURKEY [Türkiye?de deniz canlıları kültürü] Türkiye?de deniz canlıları yetiştiriciliği ve daha çok besiciliği ekonomik değeri görece yüksek, kültüre alınması görece kolay ve yaygın tecrübenin bulunduğu balık türleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunların başında çipura ve levrek gelmektedir. Tatlı suda avcılığı yapılan bazı türlerin (kefal, sazan, yayın, yılan balığı vs) yanında yürütülen kültür balıkçılığı ise daha çok tek bir tür (alabalık) üzerinde yoğunlaşmıştır. Benzer genel yöneliş denizlerde çipura ve levrek için söz konusudur.
MARINA [marina] Genel anlamda küçük liman. Yatçılık ve yat turizmine hizmet veren görece küçük liman.
MARINE [denizel] Denizle ilgili.
MARINE BIOLOGY [deniz biyolojisi] Denizel fauna (hayvanat) ve flora (nebatat) ile bunların özelliklerini araştıran dal.
MARINE CASUALTIES [deniz kazaları] Tarihe geçmiş önemli deniz kazaları:
- HMS Captain, 1870: Biskaya Körfezinde batmış ve 500 kişilik mürettebattan 18?i kurtulabilmiştir.
- Titanic, 1912: 2223 yolcu ve mürettebattan 1513?ü yaşamını yitirmiştir.
- SSMorro Castle 1934: Yangın sonucu 137 yolcu ve mürettebat yaşamını yitirmiştir.
- Dumlupınar, 1953: Çanakkale-Nara Burnu?nda çarpışma sonunda batmıştır. 81 denizaltıcı kaybedilmiştir.
- SS Andrea Doria, 1956: Toplam 1706 yolcu ve mürettebattan 1660 yolcu ve mürettebat kurtarılabilmiştir.
- Lakonia, 1963: Yangın sonucu 128 yolcu ve mürettebat kaybedilmiştir.
- Torrey Canyon, 1967: 120.000 ton ham petrol İngiltere ve Fransa arasında denize dökülmüş ve yayılmıştır. Büyük bir çevre felaketi oluşmuştur.
- Independenta, 1979: 95.000 ton petrol İstanbul Boğazı?nda denize dökülmüş 43 denizci yaşamını yitirmiştir. Önemli bir çevre felaketi yaşanmıştır.
- Herald of Free Enterprise, 1987: Batan ro-ro gemisinde 193 kişi yaşamını yitirmiştir.
- Exxon Valdez 1989: Alaska bölgesinde 40.9 milyon litre ham petrol denize dökülmüş ve 28.000 km2 alanı etkileyen bir çevre felaketi yaşanmıştır.
- Estonia 1994: Ro-ro botun batması sonucu 852 kişi yitirilmiştir.
- Nassia 1994: İstanbul Boğazı?nda çarpışma sonucu 30 kişi kaybedilmiş ve denize 20.000 ton petrol dokülmüş, çıkan yangın günlerce sürmüş, önemli bir çevre kirliliği oluşmuştur.
- MV Erika 1999: Fransa?nın Britani kıyısında 31.000 ton fuil oil geminin batması sonucu ciddi çevre sorununa yol açmıştır.
- Prestige 2002: İspanyanın Atlas Okyanusu kıyısının 133 mil açığında ortadan ikiye ayrılan tankerden 77.000 ton ham petrol deniza dökülmüş ve yıllarca kıyıları kirletmeyi sürdürmüştür. ® Deniz kazalarının incelenmesi. 
MARINE ECOSYSTEM [deniz ekosistemi] Okyanus ve denizlerin ekosistemleri.
MARINE EELS [mığrı-balığıgiller] ® Congridae.
MARINE MAMMALS [deniz memelileri] ® Cetacea.
MARINE METEOROLOGY [deniz meteorolojisi]  Deniz ve okyanus üzerindeki hava ve deniz durumu (rüzgâr yönü, hızı ve dalga yüksekliği vs) ile ilgilenen meteoroloji dalı.
MARINE PROTECTED AREA (NO TAKE ZONE, NO TAKE RESERVE) [deniz koruma alanı] İçerisinde avlanmanın ve herhangi bir organizmanın alınmasının yasak olduğu deniz koruma kuşağı.
MARINE REFUGE [denizel korunak, denizel refüj] Balıkçılığa karşı korunan alan. Bu ticari stokları destekleyen korunaklı bölge de olabilir.
MARINE SALT [deniz tuzu] Deniz canlılarının tutulduğu akvaryumlarında kullanılan karmaşık tuzlar karışımı. Burada gerçek deniz suyu tuzluluğu taklit edilmektedir.
MARINE SNOW [deniz karı] Organik maddelere ait parçacıklar ile küçük ölü organizmaların derin denize batması olayını belirten bir kavramdır. Derin denize batan bu mazeme güneşsiz ortamda, taban yaşamının enerji kaynağını (temelini) oluşturmaktadır ki kavram bu olguyu da dolaylı olarak içermektedir.
MARINER?S KNOTS [denizci düğümleri, gemici bağları] Denizcilikte halatlar kullanılacakları amaç doğrultusunda farklı şekilde bağlanmaktadır (düğümlen-mektedir). Bu bağlara şu adlar verilmektedir:
Balıkçı bağı
Camadan bağı
Çakı cevizi
Çifte kanca bağı
Çifte yoma bağı
Çürük bağı = Margarita bağı
El incesi cevizi
Foralı camapan bağı
Halat voltası
İzbarço bağı
Kasa dikişi
Kazık bağı
Kolbastı dikişi
Koldanmarsibet cevizi
Kropi bağı
Küp bağı
Margarita bağı = Çürük bağı
Mevlana cevizi
Mezovolta
Olta bağı
Sancak bağı
Testi bağı
Yükizbarçosu
MARK [marka] Benzer özelliklere sahip bant, halka ya da kuşak olarak da adlandırılan balıkların sert aksamlardaki büyüme göstergesi.  ® Tag (marka).
MARKED FISH (TAGGED FISH) [markalı balık] Üzerine işaret konulmuş, marka taşıyan balık.
MARKET VALUE [pazar değeri] Balığa ödenen güncel para, benzer değer ve kalite.
MARKETABLE SIZE [pazarlanabilir boy] Çiftlik balığının pazarlanabilmesi için ya yasal olarak ya da tüketici tercihiyle oluşan ve ulaşması gereken ağırlığı » boyu.
MARKING [markalama] ® Tagging.
MARK-RECAPTURE STUDY [markalama-tekrar yakalama çalışması] Balığın avlanıp markalanmasından sonra salıverilmesi ve markalı balıkların daha sonra ticari balıkçılarca avlanması ve markalayan araştırıcıya bildirilmesiyle oluşturulan verilerin kullanılması sonucu tahmin edilen stok büyüklüğü, hareket ve göç, ölümler ve büyümeyi içine alan araştırmalardır.
MARLIN TOWER [kartal yuvası] ® Tuna tower.
MARLINSPIKE [kavela, kavile] Halata kasa (göz) ya da halat dikişi yapılırken halat gövdesindeki kolları açmada kullanılan ucu sivri, dar açılı konik (çivi şeklindeki) alet.
MARMARA SEA [Marmara Denizi] Türkiye boğazlar sistemini oluşturan İstanbul ve Çanakkale boğazları arasında kalan bir iç denizdir. Yüzey alanı 11.500 km2 kadardır. Görece derin bir denizdir. Yüzey sularının tuzluluğu (22 ppt) derin suya göre (38 ppt) daha azdır. Bir geçiş suyu niteliğini taşıyan bu denizin boyu 250 km ve genişliği 70 km kadardır. En derin yeri 1.390 m civarındadır. 25 m derinliklerde önemli bir tabakalaşma olan bu denizde seyir ve sefer trafiği yüksek olup gizil tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Çevresindeki görece büyük yerleşim birimleri bir başka kirlenme tehdit ve ögesidir. Denizin geçiş suyu olması yalnız deniz trafiği ile sınırlı değildir. Birçok göçmen balık türü kuzey Ege ve Karadeniz arasında göçerken bu denizin kıyıları boyunca hareket eder. Bu yönüyle de balıkçılık açısından önemli bir sudur.
MARPOL (abbrev.) [Deniz Kirliliği Sözleşmesi] ® International Convention for the Prevention of Pollution from Ships.
MARSH [bataklık] Deniz ya da tuzlu suyla örtülü olup henüz turba oluşmamış otsu bitkilerin yer aldığı ıslak kesimler. ® Swamp.
MARSH GAS [bataklık gazı] Bataklıklar ve turbalıklarda çamurdan çıkan, pırtlayan ve metan bakterilerince üretilen gaz (metan gazı).
MARSHES [bataklıklar] Belli bir süre sularla kaplanan karasal su alanları.
MASCULINISATION [erilleme] Erkek hormonun (17a-metil testosterone) verilmesiyle cinsiyetin değiştirilmesi. Yöntem yayın ve Nil sazanı da denilen Tilapia cinsi balıklarının yetiştirilmesinde tercih edilen erkek cinsiyetin elde edilmesinde kullanılmaktadır. Hormon dişi bireylerde kullanıldığında aynı kalıtsal özelliklere sahip (XX) kromozomlu atmığı olan tertip elde edilir. Bunların normal yumurtalara sahip bireylerle çiftleştirilmesinde ise hepsi dişi birey elde edilir.
MASS [kütle] Maddenin temel niteliği. Yerçekiminden gelen ağırlığı (birimi kg?dır).
MASTACEMBELIDAE (SPINY EELS) [geriçenelibalıkgiller] Işınlıyüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Synbranchiformes takımının bir ailesidir. Aile 4 cinsi (Aethiomastacembelus, 19 tür), Afromastacembelus, 24 tür), Macrognathus, 1 tür) ve Mastacembelus 1 tür) kapsar. Acı ve tatlısudaki yumuşak tabanı severler.
MASTER [süvari, kaptan] Geminin seyir sefer ve emniyetinden sorumlu en üst rütbeli gemi adamı.
MASTHEAD LIGHT [silyon feneri] Gece seyrinde gemilerin yaktıkları beyaz fenerler.
MASTIGOPHORA [kamçılılar, mastigofora] ® Flagellata (kamçılılar).
MATERIAL [materyal] Araştırmalar için gerekli olan örneklenmiş malzeme (balık vb).
MATRIARCH/PATRIARCH FAMILY [anaerkil/ataerkil aile] Sihlidgillerde (Cichlidae) dişi kuluçkalıkla ilgilenirken erkeğin bulundukları bölgeyi koruması şeklindeki ailesel yapıda, yüzmeye başlayan yavruların oluşmasından sonra dişi ve erkeğin ortaklaşa ana-baba görevini yürütmesi olarak bilinen birlikteliktir. Bu tür aileye açıkta yumurtlayan tekeşlilerde rastlanmaktadır. Cinsiyetlerde görüntü ve renk farklılığı yaygındır. ® Patriarch/Matriarch family (Ataerkil/Anaerkil aile).
MATRIARCHAL FAMILY [anaerkil aile] Yumurtlayan çiftler birbirine bağlı değildir. Dişi yumurta ve yavruları bekler ve korur. Bazı sihlidgillerde (Cichlidae) görülen bu aile tipinde balığın cinsiyeti belirsizdir. Dişi yumurtaları ağzında kuluçkalandırır. ® Patriarch/Matriarch family (Ataerkil/Anaerkil aile).
MATURATION [olgunlaşma, matürasyon] Erin olma ve eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşma. Eşeylik (cinsiyet) gözelerini (hücrelerini) üretir duruma gelme. Eşeysel (cinsel) üremeye hazır olmaya ulaşma.
MATURE [ergin, erin] Çağına erişmiş. Olgunlaşmış. Cinsi olgunluğa ulaşmış.
MATURE INDIVIDUALS [olgun bireyler] Üreme kabiliyeti olan ve sayısı bilinen ya da tahmin edilen bireyler. Erin olup çeşitli nedenlerle yumurtlayamayan bireyleri kapsamaz.
MATURING POND [olgunlaşma havuzu] Yumurtlatmak amacıyla olgunlaşmak için ana-baba kuşağının, saklandığı havuz.
MATURITY [olgunluk] Belirli bir yaş ve boydaki yumurtlama yeteneğine sahip ilk kez yumurtalama aşamasına ulaşacak balık.
MATURITY COEFFICIENT [olgunluk katsayısı] Vücut ağırlığına göre yüzde gonad ağırlığı.
MAUROLICUS MUELLERI (PEARLSIDES) [ışık balığı, ışıldak balığı] Tabanyüzücüdür (batipelajiktir). 0-1524 metre derinliklerde rastlanır. Boyu TL=8 cm olabilir. Üç yıl yaşar. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Bir yıl sonra erinleşir. 200-500 yumurta üretir. Yumurtalar su yüzeyinde yüzer.
MAXILLA [maksilla] Üstçenenin bir kısmını oluşturan deriden oluşmuş kemikli kısım. Diş taşıyabilir.
MAXIMUM CONSTANT YIELD [en yüksek sabit ürün] Olası gelecek stok durumları için sürdürülebilir en yüksek sabit av.
MAXIMUM ECONOMIC PERFORMANCE [en yüksek ekonomik icraat] En Yüksek ekonomik girdi sağlayan balıkçılık.
MAXIMUM EQUILIBRIUM CATCH [en yüksek denge avı] ® Maximum sustainable yield  (sürdürülebilir en yüksek ürün).
MAXIMUM FISHING MORTALITY THRESHOLD [en yüksek balıkçılık ölüm eşiği] Eşik aşıldığında aşırı avcılığa dolayısıyla stokun sürdürülebilir en yüksek ürün kapasitesini tehlikeye sokan balıkçılık ölüm payıdır (oranıdır).
MAXIMUM POTENTIAL YIELD [en yüksek gizil ürün, en yüksek potansiyel ürün] Uygun çevresel koşullarda bir stok, populasyon ya da alanın verebileceği en büyük hasat.
MAXIMUM REPORTED LENGTH (Lmax, Lmax) [en büyük balık boyu, maksimum balık boyu] Sömürülmemiş bir stok ya da populasyonda ölçülmüş en büyük balık boyu için kullanılır. Bazen, henüz değeri von Bertalanffy büyüme denkleminin çözülmesiyle belirlenmemiş olan türlerde L? yerine de kullanılmaktadır.
MAXIMUM SUSTAINABLE YIELD (MSY) [sürdürülebilir en yüksek ürün, sürekli en yüksek ürün (MSY)] Sürdürülebilir ürün?de denmektedir. Bütün hakkında bilgi verir. ROBERTSON Modelinin önce GRAHAM sonra SCHAEFER tarafından geliştirilerek balıkçılığa uygulanmış şeklidir. Burada harcanan güç birimi (çaba) başına düşen ürün, çabanın bir fonksiyonu olarak yazılmaktadır.
Mb. (abbrev.) [Mb.] ® Milibar.
MEAGRE [sarıağız, işkine, sarıağız balığı, sarı ağız balığı, kötek] ® Argyrosomus regius.
MEAN [ortalama] ® Average.
MEAN BIOMASS [ortalama biyokitle] Ortalama balık ağırlığı x Balık sayısı.
MEASUREMENT METHODS OF PRIMARY PRODUCTION [birincil üretimi ölçme yöntemleri] Bunlar; i) Hasat yöntemi (harvest method) ya da net topluluk üretimi ölcümü; ii) Oksijen ölçümü ? ışıklı/ışıksız kap deneyi (light and dark bottle experiment); iii) CO2-yöntemi (CO2-method); iv) pH-yöntemi (pH-method); v) Ham malzemenin kaybolması (disappearence of raw material); vi) İzotop izleme ile ölçüm 14C (measurement with radioactive tracer, 14C);  vii) Klorofil yöntemi (chlorophyll method) olarak sıralanabilir.
MEASURING BOARD [ölçme tahtası] Sol tarafında dikmesi olan () ve üzerinde ½ ve 1 cm?lik ölçü birimleri yerleştirilmiş balık ölçme cetveline verilen ad.
MEC (abbrev.) [maksimum denge avı] ® Maximum Equilibrium Catch. ® Maximum sustainable yield (sürdürülebilir en yüksek ürün).
MECHANICAL FISHING INTENSITY [mekanik balıkçılık çabası] Balıkçılıkta harcanan güç. Belirli bir süre kullanılan farklı av araçlarının toplamı. İki ya da daha çok av aracıyla yapılan balıkçılığın toplam çabası araçlara ait çabaların basit toplamı olarak verilemez. Bunun için çabaların basit toplamının alınmasından önce standard seçilen bir av aracına göre düzenlenmeleri, ayarlanmaları gerekir.
MECHANO-RECEPTOR [mekanik algılayıcı, mekano-reseptör] Akıntıları ve kendi hareketini algıla-mayı sağlayan organ. Balıklarda bu yanal çizgi sistemidir.
MEDIAL [medyal] Yanal?ın tersi. Dikey eksende vücudun ortası.
MEDIAL PLATE [pelvis kemiği] ® Pelvic bone (leğen kemiği).
MEDIAN [orta, ortanca, medyan] Ölçüm değerleri küçükten büyüğe (ya da tersi) sıralandığında ortaya gelen değer.
MEDIOLATERAL [medyolateral] Yan tarafın ortası.
MEDITERRANEAN BIGEYE ROCKLING [küçük gelincik] ® Gaidropsarus biscayensis.
MEDITERRANEAN CLIMATE [Akdeniz iklimi] Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve orta derecede yağışlı geçen alt-tropik (subtropik) iklim tipi.
MEDITERRANEAN FLYINGFISH [uçan balık] ® Cheilopogon heterurus.
MEDITERRANEAN HORSE MACKEREL [karagözistavrit balığı, istavrit, istavrit balığı, karagöz istavrit, sarıkuyrukistavrit, sarıkuyruk istavrit] ® Trachurus mediterraneus.
MEDITERRANEAN MORAY [merina balığı, izmirna, muren, müren, müren balığı] ® Muraena helena.
MEDITERRANEAN MUSSEL [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
MEDITERRANEAN RAINBOW WRASSE [güneş balığı, yunker balığı, gün balığı, gelin balığı] ® Coris julis.
MEDITERRANEAN RED CORAL [mercan] 1- ® Corallium rubrum.
MEDITERRANEAN RED CORAL [mercan] 2- Corallium rubrum?un iskeletinden yapılan boncuk gibi kullanılan renkli madde.
MEDITERRANEAN SAND EEL [kum balığı] ® Gymnammodytes cicerelus.
MEDITERRANEAN SAND SMELT [çamuka balığı, gümüş balığı, çamuka] ® Atherina (Atherina) hepsetus.
MEDITERRANEAN SEA [Akdeniz] Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusu?na, Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz ve Hint Okyanusu?na, Çanakkale ve İstanbul boğazlarıyla Karadeniz?e bağlı yüzölçümü 2.966.000 km2 olan ve Avrupa?ya kıyısı bulunan kurak iklim denizidir. Uzunluğu 3.860 km?dir. Birçok alt bölüme ayrılır. Bunlar Albeyta Denizi, Balerya Denizi, Ligur Denizi, Tiran Denizi, Adriyatik Denizi, İyon Denizi, Ege Denizi, Libya Denizi, Levant ve Klikya denizidir. Akdenz?in suyu mavi olup besin tuzlarınca ve üretim açısından fakirdir. Deniz kirlilik tehdit ve tehlikesi altındadır. 46.000 km uzunluğundaki çevresinde 22 ülke yer almakta olup bunların kuzeyde yer alanları gelimiş endüstri ülkeleri olarak önemli kirlilik kaynağını oluşturmak-tadırlar.
MEDITERRANEAN SHAD [dişli tirsi, beneklitirsi, tirsi] ® Alosa fallax nilotica.
MEDITERRANEAN SLIME-HEAD [kütük balığı] ® Hoplostethus mediterraneus mediterraneus.
MEDITERRANEAN SPEARFISH [marlin, yelken balığı, kılıç balığı] ® Tetrapturus belone.
MEDITERRANEAN WATER SYSTEM [Akdeniz sular sistemi] Akdeniz sular sistemi dendiğinde yan denizler dahil, görece geniş ya da dar ve boğazlarla birbirine bağlı bölgemiz sular sisteminin tamamı anlaşılmaktadır. Bu sitem içerisinde Adriyatik Denizi, dahil Cebelitarık?tan Filistin kıyılarına kadar uzanan Akdeniz?in kendisi ile Ege, Marmara ve Karadeniz yer almaktadır.
MEDUSAE (JELLYFISH(ES)) [denizanaları, medüzler] Omurgasız, jölemsi kıvamlı yarı saydam gövdeli, şemsiyemsi görünümlü, serbest yüzen; yüzücü (pelajik), yanar döner renkli hayvanların genel adıdır. Şemsiye sapı bir boru organı olup ağız (manibriyum) yer alır. Basit ışık algılayıcı göz ve denge organı (statolith) ile sarkan birçok dokunaç kenarlarda yer alır. Tatlısu formları azdır. Afrika?nın bazı büyük göllerinde birkaç türü bulunmaktadır. Gerçekmedüzler (Scyphozoa) sınıfı üyeleri olup eşeyli ürerler. Türkiye sularında en tanınmışları Aurelia aurita ile Rhizostoma pulmo?dur. ® Scyphozoa (gerçekmedüzler).
MEGA- (prefix) [mega-] Büyük. Örnek; megasefal (megacephalus)-büyük kafa(lı).
MEGAHERTZ [megahertz] Bir milyon Hz.
MEGALOPLANKTON [megalo-plankton] Plankton organizmalarının en büyükleri.
MEGA-PLANKTON [megaplankton] Boyları >5cm olan planktonlar.
MEGRIM [pisi balığı] ® Lepidorhombus whiffiagonis.
MEI (abbrev.) [morfoedaptik gösterge, morfo edaptik indeks] ® Morphoedaphic index.
MEIO- (prefix) [meyo-, meio-] Daha küçük, daha az ? den az.
MEIOLECITHAL [meyolesital] Yumurta sarısı küçük olan yumurtalar.
MELAN- (prefix) [melan-] Siyah. Örnek; melanofor (melanophore). Siyah boya gözesi.
MEMBRANE FILTERS [zar süzgeçler] Sudaki çok küçük parçacıkları tutan (çok küçük gözenekli) zarımsı filtreler.
MENDEL [Mendel] Kalıtımın babası lakaplı Gregor Johann Mendel bugün Çekoslovakya?da kalan (Hyncice?de eski Heinzendorf?da) Almanca konuşulan bir ailenin çocuğu olarak doğdu (1822). Kronik böbrek hastalığından 1884?te Brno?da bugün (Çekoslovakya?da) öldü. Viyana?da okudu bir manastıra papaz ve fizik öğretmeni olarak girdi. 1856-1863 yılları arasında 28.000 bezelye üretti ve denedi. Bu deneylerden Mendel?in kalıtım yasaları olarak bilinen sonuçlar elde edildi. Bulgu-larını 1866?da ?Bitki Melezleri Üzerine Denemeler? (Versuche über Pflanzenhybride) adlı çalışmasında yayınladı. Bu çalışma 1909?a kadar ilgi görmedi. Mendel yasaları; i) Başatlık ya da baskınlık; ii) Özelliklerin (karakterlerin) ayrılığı; iii) Melezin gametlerinde özelliklerin bağımsız ayrılığı şeklinde özetlenebilir.
MENDING NEEDLE (FIDDLE, NET NEEDLE) [iğne, balıkçı iğnesi] Balık ağlarının çoğunlukla tamir ve bakımında (bazen örülmesinde) kullanılan farklı malzemeden yapılmış, arka tafarı çatal ön kısmı oval ve ip sarmaya yarayan oyuk ve dili olan bir cins iğne. 
MENTAL [?] 1- Çeneye ait.
MENTAL [zihinsel] 2- Akılsal, akla ait..
MENTAL APPENDAGE [mental uzantI] Altçenede dokunma duyu organı olarak kullanılan etsi çıkıntı, püskülümsü uzantı.
MENTAL BARBEL [çene-sakalı] Balıkların alt çenelerindeki uzantı ve algılayıcıları belirtmek için kullanılan tanımlama. Örnek; tekir barbunya (Mullus barbatus).
MERCAPTANS [merkaptanlar] Kükürtlü, organik bileşikler.
MERCATOR [Mercator Gerhard Kremer] Bugünkü Belçika?da doğdu (1512) ve Duisburg-Almanya?da öldü (1594). Felsefe öğrenimi gördü sonra matematikçi oldu. Yer?in düzlem şeklinde gösterilmesini ve kendi adıyla anılan Mercator İzdüşümü?nü gerçekleştiren haritacı olarak tanındı.
MERCURY (Hg) [cıva (Hg)] Sanayi uygulamalarında çok kullanılan bir element olup oda sıcaklığında sıvı halde olan tek ağır metaldir. Buharı çok zehirlidir. Organik malzemeyle birleşmiş halde bulunan civa canlılarda birikerek çeşitli hastalıklara neden olabilir. Örneğin cıva bileşenlerinden olan metil-cıva (methyl-mercury) çokça balık yenmesi sonucu meşhur Miamata hastalığına yol açmıştır.
MERISTEM [sürgen doku, meristem] Büyüyen, bölünebilme yeteneğine sahip gözelerden (hücrelerden) oluşan doku.
MERISTIC [meristik] Parçalara ayrılmış anlamında olup balıkların tekrarlanmış olan pul, iripul, omur, yüzgeç ışını, diken vb gibi sayılabilir yapılarını ve özelliklerini belirtir. Örnek; yanal çizgi boyunca pul sayısı.
MERLANGIUS MERLANGUS (WHITING) [bakalyaro, bakalyaro balığı, mezgit] Okyanusgöçer (okyanodrom) ve tabansal (demersal) yüzücüdür (pelajiktir). Boyu TL=70 cm ve ağırlığı 3 kg olabilir. 10-200 metre derinliklerde 20 yıldan çok yaşar. Balıkçılığı çok önemlidir. Sıkça 30-100 m derinliklerde çakıllı ve çamurlu zeminde bulunur. Birinci yılın sonunda açık denize göçer. Yumurta ve kurtçukları deniz analarıyla (medüzlerle) birlikte görülür. Genç bireylerde görülen küçük sakalcık erinleşmeyle birlikte kaybolur.
MERLANGIUS MERLANGUS EUXINUS (WHITING) [mezgit] Karadeniz?deki Merlangius merlangus türüne verilen alt tür kimliğidir. Karadeniz?deki bireylerin boyu daha küçüktür. ® Merlangius merlangus.
MERLUCCIUS MERLUCCIUS (EUROPEAN HAKE) [barlam, berlam balığı, bakalyaro] Tabansaldır (demersaldir). 30-1000 metrelerde yayılır. Genellikle 70-350 m derinliklerde gündüz tabana yakın gece yüzeye yakın bulunur. Boyu TL=140 cm, ağırlığı 15 kg olabilir. 20 yıl yaşar. Balıkçılığı çok önemlidir.
MEROMICTIC [meromiktik] Sürekli yoğunluğu farklı su tabakası olan göl. Su değişimi olmadığı için derin kesimlerinde oksijen ve balık bulunmaz.
MEROPELAGIC [meropelajik] Ancak belirli bir süre planktonda bulunan organizma.
MEROPLANKTON (MERO-PLANKTON) [meroplankton] Ancak belirli bir süre plankton içerisinde yer alan yumurta ve kurtçuklar. Yaşam evrelerinin bir kısmını plankton olarak geçiren organizmalar.
MESH [göz] 1- Ağ gözü.
MESH [göz] 2- Ağın yapıldığı iplik malzemesinin sardığı boşluk.
MESH GAUGE [gözölçer] Balık ağı göz büyüklüğünü ölçmede kullanılan alet.
MESH LENGTH [göz boyu] ® Mesh opening.
MESH OPENING (MESH LENGTH, MESH-SIZE) [göz açıklığı] İp kalınlığına bakılmaksızın iki karşıt düğüm arasındaki içten içe mesafe. İki düğüm arasındaki mesafenin yaklaşık iki katı.
MESH STICK [göz çubuğu] Ağın elle yapılması halinde ölçü olarak kullanılan çubuk.
MESH-SIZE [göz genişliği] Uzatılmış ağ gözünün köşeden köşeye uzunluğu.
MESO- (prefix) [mezo-, orta] Ortada, arada. Örnek; mezoderm (mesoderm)-ortaderi.
MESOBENTHOS [ortabentoz, mezobentoz] Deniz tabanında 200-1000 m derinliklerde yaşayan organizmalar.
MESOHALINE [ortatuzlu, mezohalin] Tuzluluğu 3-10 ppt arasında olan acısu ya da tuzluluğu 30-34 ppt arasında olan deniz suyu.
MESOLECITHAL [ortalesital, mezolesital] Orta derecede yumurta sarısı olan yumurta(lar).
MESONEPHROS [opistonefroz] ® Opisthonephros.
MESOPELAGIC [ortayüzücü, ortapelajik, mezopelajik]. Okyanus ve denizlerin 200- kullanıcıya göre derinlik sınırları değişmekte olup 200-1200 m ya da 150-2000 m derinlik aralıklarındaki alacakaranlık ve neredeyse karanlık suları için kullanılır. Bu suların özellikleri alaca karanlık ile keskin sıcaklık farklılığı şeklinde verilmektedir. ® Epipelagic (üstyüzücü, üstpelajik, epipelajik). ® Bathypelagic (derinyüzücü, derinpelajik, batipelajik). ® Holopelagic (tümyüzücü, holopelajik).
MESOPLANKTON (MESO-PLANKTON) [mezoplankton] Büyüklüğü 1 mm ile 1 cm arasında değişen plankton. Orta derinliklerde yaşayan plankton şeklinde anlaşılması nedeniyle sık kullanılmamaktadır.
MESOSALINE [ortatuzcu] Orta derecelerdeki tuzluluğa dayanıklı organizma.
MESOSCALE [orta ölçek] Kabaca 10-1000 km yatay boyutlarındaki olayları içerir. 
MESOTROPHIC [mezotrofik] Orta derecede birincil üretime sahip su, göl. Orta derecede gübre ihtiva eden su.
MESOZOIC [mezozoik] 245-265 milyon yıl öncesi jeolojik çağ (Jurasik, Trisik dönem).
MESS [yemekhane, manga] Gemideki personelin yemek yediği ve oturduğu yer.
MESSENGER [el incesi] 1- ® Hauling line.
MESSENGER [mesenjer] 2- Çelik tele bağlı bir örnekleme aracını (plankton ağı, Nansen kabı vb) kapatmak için tel üzerine gerektiğinde takılıp suya salınan ve istenen araca serbest düşerek ulaşması beklenen ağırlık.
META- (prefix) [meta-] Arkasında, arasında, içinde vb.
METABOLISM [metabolizma] Organik madde oluşumu ve bunun bozunma ve yıkımı olayları süresince oluşan enerjinin hücre ve organizma tarafından değişikliğe uğratılmasıdır (madde ve enerji değişimidir). Anabolizma ve katabolizma olmak üzere iki kısma ayrılır.  Anabolizma yapma, yeni vücut oluşturmadır. Katabolizma ise oluşmuşun bozulması, ayrışmasıdır.
METAGENESIS [metagenez] Eşeysiz dölü, eşeyli dölün izlediği döl değişimi tipi.
META-LARVA [meta-larva] Vücut ortasında birincil ışınlar ve karın yüzgeci kaidesi ya da yüzgecinin belirginleştiği kurtçuk evresi.
METALIMNION [metalimniyon] Göllerde sıcak üst ve soğuk alt kuşak arasında ani sıcaklık değişiminin (termoklin?in) olduğu kuşak.
METAMER [bölüt, metamer] ® Metamere.
METAMERE (SEGMENT) [bölüt, metamert] Birbirine az ya da çok benzeyen parçacıklardan her biri. Örnek; solucanlar ile eklembacaklılar?da birbirinin benzeri olup tekrar eden parçalar, bölümler.
METAMORPHISM [başkalaşım, metamorfizm] Yapı ve bileşenlerin zamanla değişmi.
METAMORPHOSIS [başkalaşma, metamorfoz] 1- Canlının yapı ve işlevinde, büyüme ve gelişme-sindeki doğal yolla olan değişme. Örnek; yumurta sarısı sonrası kurtçuk oluşumu. İribaş?ın kurbağaya dönüşmesi.
METAMORPHOSIS [başkalaşma, metamorfoz] 2- Başkalaşma. Aşırı değişme durumu. Bir hayvanın örneğin kurtçuk görünüşü ya da şeklinden ön erin şekline geçmesi.
METAMORPHOSIS [başkalaşma, metamorfoz] 3- Kurtçuktan (larvadan) erin aşamasına geçerken vücudun temel değişikliğe uğraması. Örnek; yılanbalığıgiller (Anguillidae).
METAPHASE [metafaz] Mitoz bölünmede kalıtsal malzemenin (kromozomların) ekvator düzleminde dizilmesi.
METAPOPULATION [metapopulasyon] Aynı türe ait bir populasyonun, kısmen izole olmuş, döl verebilen parçalarının, o türün yok edildiği alanlara yeniden yerleşmeleri, yayılmaları.
METAZOA (METAZOAN) [çokgözeliler, çokhücreliler] Protozoa hariç, hücreleri uzmanlaşmış dokular ya da organlara dönüşmüş genellikle sindirim ve sinir sistemi olan hayvanlar.
METAZOAN [çokgözeliler, çokhücreliler] ® Metazoa.
METEOROLOGY [meteoroloji] Atmosferin kendisi ile atmosferdeki olayların yasalarını konu alan kısaca atmosferik olaylarla ilgilenen bilim dalı.
METER [metre] MKS sisteminde kullanılan uzunluk ölçü birimi.
METER-KILOGRAM-SECOND  [Metre-Kilogram-Saniye] Ölçü sistemi.
METHANE (CH4) [metan (CH4)] Bataklık gazı adı da verilen yüksek enerjiye sahip ve parlayıcı renksiz gaz.
METHYLENE BLUE [metilen mavisi] Kimyasal formülü C16H18N3ClS ve kimyasal adı ?3,7-bis(Dimethylamino)-phenazathionium chloride? olan bu heterosiklik aromatik madde, baz özelliği nedeniyle birçok alanda kullanılmaktadır. Oda sıcaklığında kokusuz, koyu yeşil toz halindedir. Suda çözüldüğünde mavi renk alır. Kimyada indirgeme yükseltme (oksidasyon-redüksiyon) göstergesi olarak kullanılır.  Biyolojide boya maddesi olarak kullanılmaktadır. Akvaryumcular ise mantar hastalıkları ile bazı birgözelilere (protozoa) karşı kullanmaktadırlar.
METRIC TON (t) [ton (t)] 1000 kg. ® Tonne.
MHz (abbrev.) [MHz] ® Megahertz.
MICRO- (prefix) [mikro-] Küçük, çok küçük. Örnek; mikronukleus (micronucleus)-kücük çekirdek.
MICROBES [mikroplar] Hastalıklara da yol açan çok küçük (mikroskopla görüle-bilen) bitkiler ve hayvanlar. Bu sınıfa mikro-algler (ökaryot-eukaryotic) gözeler, mantarlar, mayalar, protozoa, çekirdeği olmayan prokaryot (prokaryotic) gözeler, virüsler ve prionlar (deli dana) girmektedir.
MICROBIOLOGY [mikrobiyoloji] Bitkiler aleminden bakteriler, su yosunları, man-tarlar ile hayvanlar aleminden bütün mikroskopik ve ultramikraoskopik organizma-larla uğraşan biyoloji kolu.
MICROBOUND FEED [mikro-bağlayıcılı yem] Akvakültürde balık kurtçukları için formule edilmiş küçük parçacıklı yem. Parçacıklar 50-700 ?m büyüklüğünde olup karmaşık karbonhidrat ya da protein bağlayıcı katkılıdır.
MICROCHIRUS OCELLATUS (FOUREYED SOLE) [beneklidil balığı, dil balığı] Tabansaldır (demersaldır). 30-300 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=20 cm olabilir. Balıkçılığı vardır. Kumlu, çamurlu zeminde bulunur.
MICROCHIRUS VARIEGATUS (THICKBACK SOLE) [lekelidil balığı, dil balığı] Tabansaldır (demersaldır), 20-400 metre derinliklerde rastlanır. Boyu TL=40-42 cm kadar olabilir. 14 yıl yaşar. Balıkçılığı vardır. Kumlu zeminde bulunur.
MICROCLIMATE (MICRO-CLIMATE) [mikroiklim, mikroklima] Genelden ayrı olan atmosfer koşulları. Küçük, özel bir alandaki iklim. Yerel iklim koşulları. Çoğunlukla alışılmışın ötesinde (benzersiz) türler birlikteliğine sahiptir.
MICROCONSTITUENT [mikro-bileşen] Kemiklerin element donanımı.
MICRO-ENCAPSULATED DIET (MICRO-ENCAPSULATED FEED) [mikro-kapsüllü yem] Akvakültürde balık larvaları için formule edilmiş küçük parçacıklı olup bir zar ya da bağlayıcıyla muamele edilmiş yem.
MICRO-ENCAPSULATED FEED [mikro-kapsüllü yem] ® Micro-encapsulated diet.
MICRO-FACIES [mikrofasiyes] Mikroskopla görülebilen fasiyes. ® Fasiyes.
MICROFAUNA [mikrofauna] Mikroskopla görülebilen küçük hayvanlar.
MICROGAMETE [mikrogamet] Atmık. Yumurtadan çok küçüktür.
MICROHABITAT [mikro-yaşamalan, mikro habitat] Geniş yaşamalanın bir parçası. Balıkların özel amaçla seçtikleri komşu küçük yaşamalanlardan fiziksel özellikler yönünden (akıntı, derinlik vs) farklı yaşamalan.
MICROICHTHYS COCCOI [?] Derinsu kardinalbalıkları (Epigonidae) ailesinden olup yüzücüdür (pelajiktir). 550 m derinliğe kadar inebilir. Balıkçılığı yoktur. Boyu TL=3 cm kadar olabilir.
MICROINCREMENT [mikro-artış] Otolitlerde 50 ?m?dan daha küçük olup yaş tayinlerinde de kullanılan günlük ya da daha kısa süreçli büyüme.
MICROMESISTIUS POUTASSOU (BLUE WHITING) [mezgit, mezit, mezit balığı, mavimezit, mavimezgit balığı, derinsu mezgiti, mavi mezgit] Yüzücü (pelajik), okyanusgö-çerdir (okyanodromdur). Boyu TL=50 cm ve ağırlığı 850 g kadar olabilir. 20 yıl yaşar. Balıkçılığı çok önemlidir. Kıta sahanlığı ve sahanlık yamacında fakat daha çok 300-400 m derinliklerde bulunur. 1000 m?ye kadar rastlanır. Günlük dikey göç eder. Gece yüzeye çıkar, gündüz derine iner.
MICROMETER [mikrometre] Küçük uzunlukları ölçmede kullanılan hassas alet.
MICRON (m)  [mikron (m)] 1/1000 mm (m). 
MICRONUTRIENTS [mikrobesinler, mikronutrientler] Organizmaların az miktarlarda gereksindiği demir (Fe), mangan (Mn), bakır (Cu), çinko (Zn), bor (B), silisyum (Si) molibdan (Mo), klor (Cl), vanadyum (V), kobalt (Co) ve yalnız omurgalılar için önemli olan iyot (I) gibi elementlerdir. ® Macronutrients (makrobesinler).
MICROORGANISM(S) [mikroorganizma(lar)] Genellikle çok küçük olup mikroskopla görülebilen bitkisel ya da hayvansal organizmalara verilen genel ad.
MICROPARTICULATE DIET [mikro-tanecikli yem] Akvakültürde balık larvaları için hazırlanmış çok küçük taneciklerden oluşan yem.
MICROPHAGE [mikrofaj] Mikropları yutabilen göze. Çok çekirdekli akyuvar.
MICROPHAGOUS [mikrofaj] Küçük parçacıkları ya da küçük organizmaları (plankton) yiyen hayvan.
MICROPHYTOPHAGY [mikrofitofaj] ® Phytoplanktophagy (fitoplanktofaj).
MICROPLANKTON (MICRO-PLANKTON) [mikroplankton] 1 mm?den küçük plankton. Plankton?un boyları 50 m ile 1 mm arasında olan kısmı.
MICROPYLE [mikrofil] Atmığın (sperm) girmesi için yumurta zarındaki çok küçük delik (açıklık).
MICROSATELLITE [mikro-uydu, mikro-satelit] DNA?da tekrarlanan çok küçük bölümler.
MICROSCALE [küçük ölçekli] Çapı 2 km civarındaki küçük bir alanı etkileyen kısa süreli olayların belirtilmesinde kullanılan terim.
MICROSCOPE [mikroskop] Küçük nesnelerin uygun mercek sistemiyle büyüterek görünmesini sağlayan alet. Polarıcı, zıt fazlı, elektron, proton gibi birçok türü vardır.
MICROSPORANGIUM [mikrosporangiyum] Bazı su yosunlarında çok küçük sporları (mikrosporları) oluşturan ve taşıyan organ.
MICROSTRUCTURAL GROWTH INTERRUPTION [mikro-yapısal büyüme kesintisi] Otolitlerdeki kristal büyümesinin (aragonite) organik malzemeyle (otolin) kesilmesi.
MICROTOME [mikrotom] Mikroskopta incelenecek nesnelerden, çok ince dilimler kesmede kullanılan alet.
MICTIC [miktik] Rotatorlarda (Rotatoria) döllenebilen haploid yumurtalar olup döllenmediğinde partenogenezle erkek oluşturan yumurta.  Döllendiğinde ise miktik yumurta bir kabuk oluşturur ve bundan ilkbaharda amiktik dişi gelişir.
MICTIC EGG [miktik yumurta] İnce kabuklu haploid yumurta. ® Miktik.
MID-CAUDAL LENGTH [çatal boy (FL)] ® Fork length.
MIDWATER [ortasu] Ortayüzücü yani ortapelajik (mezopelajik) kuşak ile ilgili. Kısaca yüzey suları ile taban suları arasındaki kuşakta yer alan sular.
MIDWATER OTTER TRAWL [ortasu trolü] ® Midwater trawl.
MIDWATER TRAWL (MIDWATER OTTER TRAWL) [ortasu trolü] Taban ile yüzey arasında herhangi bir uygun derinlikte bir tekne ve kapılarla ya da iki tekneyle (kapısız) çekilen balık ağı. Ağın sürüklenme derinliği, sonarda derinliği belirlenen balık sürüsünün bulunduğu derinliğe göre ya kablolu ya da kablosuz mantar yaka üstü akustik sistemle belirlenir. Ağın ön kısmı çok geniş gözlü olup sürünün sanki bir tünel içerisine girmesi şeklinde bir etkiye sahiptir. Sürünün ortasuda kullanılan bir ağa girmesi için ağız açıklığının en az 4x4 metre boyutlarında kare olması deneyimle öğrenilmiştir. Tabanda ve ortasuda kullanılabilen kombinasyon ağlar da mevcuttur. Hafif malzemeden üretilen ortasu ağları tabanda çabuk yıpranırlar. Bu nedenle ağın ağız kısmında ağ malzemesi yerine belirli aralıklarla yerleştirilmiş halatlar da kullanılmaktadır.
MIGRATION [göç] 1- Hastalık yapıcı virus ya da mikrobun konak vücudundaki hareketi.
MIGRATION [göç] 2- Basitçe bir yerden diğerine harekettir. Hayvanlardaki göç Haepe?ye göre göç edenleri, başlangış noktasına dönmeye zorlayan (biyolojik gereklilik olan) bir cins hareketir. ® Overwintering migration (kışlama göçü). ® Spawning migration (üreme göçü). ® Alimental migration (beslenme (nafaka) göçü).
MIGRATORY FISH [göçmen balık] Göç etme alışkanlığı (davranışı) olan balık.
MILD SMOKED [hafif tütsülenmiş] ® Light smoked.
MILIBAR (Mb) [milibar, Mb.] Basınç ölçü birimi (1/1000 bar).
MILL [değirmen] Balıkların daire şeklinde yüzmesi.
MILLI- (prefix) [mili-] Bin (1000) anlamındadır. Ancak MKS sisteminde 1/10, 1/100, 1/1000 olarak da kullanılmaktadır.
MILLILITER (ml) [mililitre (ml)] 1/100 litre.
MILLIMETER (mm) [milimetre (mm)] 1/1000 m
MILLIMETER PAPER [milimetrik kâğıt] Üzerinde mm taksimatı olan ve daha çok bilgisayarların gelişmesi öncesinde şekil ve grafik çiziminde kullanılan kağıt.
MIMICRY [taklit, Bates taklidi, Batesian taklit] 1- Biri tehlikeli diğeri tehlikesiz iki türün görünüşünün birbirine benzemesi. Tehlikesiz tür, tehlikeli türü yemede kötü tecrübe edinmiş yırtıcıdan bu yolla korunmaktadır. Buna Batesian taklit denmektedir.
MIMICRY [taklit, Bates taklidi, Batesian taklit] 2- Birbirinin benzeri iki türün de tadı kötüdür. Bunlardan birini yemede kötü tecrübe edinmiş yırtıcı diğerinden de sakınmaktadır. Buna Müllerian taklit denmektedir.
MIMICRY [taklit, Bates taklidi, Batesian taklit] 3- Kendi türünden bireyleri taklit etmek.
MINAMATA DISEASE [Minamata hastalığı] Besin ağında birikebilen ve zehirli bir civa bileşeni olan metil-civa (methyl-mercury) Miamata körfezinde çokça balık tüketen insanlarda görülmüştür.
MINIMUM [minimum] En küçük, en az.
MINIMUM BIOLOGICAL ACCEPTABLE LEVEL [kabul edilebilir biyolojik en küçük değer] 1- Yumurtlayan stok biyokitlesinin, belirli bir değerin altına düşmesi durumunda, içgöçün giderek azalma olasılığının artabileceği, biyokitle değeri.
MINIMUM BIOLOGICAL ACCEPTABLE LEVEL [kabul edilebilir biyolojik en küçük değer] 2- Bazı türlerin, yasayla belirlenen belirli bir boyun altında kalan bireylerinin avlanmaları halinde saklanması ve pazarlanması yasak uzunluk değeri.
MINIMUM LANDING SIZE [en küçük pazar boyu] Yasal olarak avlanıp saklanabilecek ve pazarlanabilecek en küçük balık boyu olup biyolojik en iyi (uygun) boy değilde pazarlama boyu olabilir.
MINIMUM LEGAL SIZE [en küçük yasal boy] Düzenlemeyle belirlenmiş belirli bir boydan küçük olanların denize geri döndürülmesini gerektiren en küçük balık boyudur.
MINIMUM MESH SIZE [en küçük ağ gözü] Belirli bir ağ için yasayla belirlenmiş en küçük ağ göz büyüklüğüdür. Ağda bu değer çaprazi ve göze belirli bir basınç uygulanarak ölçülür.
MINIMUM SIZE [en küçük boy] Belirli bir boydan daha küçük balıkların avlanmasının yasaklandığı boy.
MINIMUM STOCK SIZE THRESHOLD [alt stok büyüklüğü eşiği] Sürdürülebilir en yüksek üretimi yani ürünü (MSY) sağlamak için gerekli olan en küçük stok büyüklüğü değeridir. Bu değerin altında kalan stok büyüklüğü aşırı avcılık olarak değerlendirilir.
MINIMUM STOCK SIZE THRESHOLD [minimum stok büyüklüğü eşiği] En küçük stok büyüklüğü eşiği. Bu eşiğinin (BThreshold = BEşik) altındaki değerde stokun aşırı avlandığı dikkate alınır.
MINOR COMMUNITY [küçük topluluk] Bunlar komşu topluluklardan olabilecek girdi ve çıktılardan etkilenen görece küçük birikmelerdir. ® Major community. ® Community analysis.
MIOCENE [miyosen] Tersiyer içerisindeki jeolojik çağ. Otobur memelilerin ortaya çıktığı 26-5 milyon yıl öncesi dönem.
MISCELLANEOUS SPECIES [karışık türler] Kota uygulaması söz konusu olmayan balık türleri.
MISREPORTING [yanlış bildirim] Av jurnali ya da diğer yasal bildirimde, doğru av ve avlak yeri değerlerinin kayıt edilmemesidir. Av miktarının az ve avlanma alanının yanlış verilmesidir.
MISSING LINK [eksik bağ, eksik halka] Canlıların bilimsel sınıflandırılmasında ardışık dizinin (birbirini izleyen halkaların) tamamlanmasını sağlayacak ara cins ya da türün olmaması hali.
MISSION [özgörev, misyon] Kişi ya da kurumun özel ve asıl görevi.
MITOCHONDRIAL DNA [mitokondriyal DNA] DNA?nın bir şekli olup balık tanımlama ve belirlemesinde kullanılmaktadır.
MITOSIS [mitoz] Hücrenin iki eşit parçaya bölünmesi.
MIXED CULTURE (MIXED FARMING) [karışık kültür] Farklı tür ve yaş gruplarının aynı su kütlesinde yetiştirilmesi/semirtilmesi.
MIXED FARMING [karışık kültür] ® Mixed culture.
MIXED FISHERY [karışık balıkçılık] Farklı türlerin avlandığı balıkçılık. Çoğunlukla tabanda yürütülen balıkçılık. Örnek; dip trolü avcılığı.
MIXED LAYER DEPTH (MLD) [karışma tabakası derinliği] Deniz suyunun çeşitli etkenler sonucu karıştığı ve özellikleri yönünden benzeştiği (örneğin aynı sıcaklıkta olduğu) karışma tabakasının derinliği.
MIXED STOCK FISHERY [karışık stoklu balıkçılık] Birden çok stokun avlandığı balıkçılık.
MIXING RATE [karışma hızı] Mevsimsel deveran esnasında su kütlelerinin yenilenme (değiş-tokuş) hızı.
MIXING RATIO [karışma oranı] Karışabilir madde ve malzemelerin karışma oranı, karışma yüzdesi.
min. (kısaltma) [min.] ® Minimum.
MKS (abbrev.) [Metre-Kilogram-Saniye] ® Meter-Kilogram-Second.
ml (abbrev.) [ml] ® Mililiter.
MLD (abbrev.) [karışma tabakası derinliği] ® Mixed Layer Depth.
mm (kısaltma) [mm] ® Milimetre.
Mn (abbrev) [mangan] ® Manganese.
MOBILE [gezici] 1- Bırakıldığı yerde durmayan balık. Markalama deneyinde bırakıldığı yerden 1.5 km?den çok sapan balık. 
MOBILE [hareketli] 2- Yer değiştiren. Bir yerde durmayan.
MOBILE FISHING GEAR [hareketli av aracı] Çekilebilen, sürüklenebilen av aracı. Örnek; trol.
MOBULA MOBULAR (DEVIL FISH) [kulaklıfolya, şeytan balığı, manta] Okyanusgöçer (okyanodrom), yüzücüdür (pelajiktir). Disk genişliği 5.2 m olabilir. Kıta sahanlığı üstünde bulunur. Canlı doğrucudur (ovovivipardır). Soyu tehdit ve tehlike altındaki türlerin hassas sınıfında yer almaktadır.
MOBULIDAE (MANTA RAY) [kulaklıfolyabalığıgiller, kulaklıfulyabalığıgiller] Keskiso-lungaçlılar (Elasmobranchii) sınıfı, vatozlar (Rajiformes) takımı, Myliobatidae ailesi, Manta cinsi balıkları kapsar. Ancak sistematikleri henüz tartışmalı olması nedeniyle Manta cinsi olan (Manta birostris, Manta ehrenbergii ve Manta raya) türleri Mobulidae ailesine ait gösterilebilmektedir. Mobilidae ailesinden kabul edilen türler iri olup en büyükleri 7 metre ve 1.350 kg kadar olabilmektedir. Beş çift solungaçları alttadır, planktonla beslenirler. Kanatları geniştir. Daha çok tropik sularda yayılmışlardır.
MOBY DICK [Mobi Dik] Amerikalı yazar Herman Melville?nin ?The Whale? adlı romanındaki bir olasılıkla romanın yazıldığı dönemden birkaç on yıl önce Şili?nin güneyinde Mocha adası yakınlarında gerçekten yaşamış olan albino ispermeçet balina olup yazar tarafından Mocha Dick yerine Moby Dick şeklinde kullanılmış olabilir. Mocha Dick ya da Moby Dick birçok kez balina avcılarından kurtulmuş sırtında zıpkınlar taşıyan bir balinadır. Roman Moby Dick?i kovalayan ve avlamak isteyen adam ile balinanın mücadelesini hikaye etmektedir.
MODE [mod] En sık rastlanan değer. En yüksek frekans. Örnek; bir ağ atımında çıkan bir türe ait balık boylarının ölçülmesi sonucu oluşturulan boy dağılımı frekans dağılımında balık sayısının en fazla olduğu boy grubu.
MODEL [model] Doğanın gerçekten nasıl çalıştığının basitleştirilmiş kavranma fikri.
MOIST PELLET [nemli topak] Nem oranı %30 civarında olan balık yemi. İçerisinde öğütülmüş, ezilmiş balık gibi yaş maddelerin yanında balık unu gibi kuru katkı malzemesi, vitamin, mineral ve bunların yapışmasını sağlayan bağlayıcıların da bulunduğu yem.
MOISTURE [nem] Belirli bir hacimdeki havanın içinde çeşitli hallerde bulunan su miktarını belirten terim.
MOL NUMBER [mol sayısı] Tartılan ağırlık bölü molekül ağırlığı.
MOLA MOLA (OCEAN SUNFISH) [ay balığı, pervane, pervane balığı] Yüzücü (pelajik) ve okyanusgöçerdir (okyanodromdur). 0-480 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=3.3 m ve ağırlığı 2.3 ton olabilir. Balıkçılığı önemsizdir. Su akıntısıyla kendisini taşınmaya bırakır. Bilinen en ağır kemikli balıktır. Yenmesinin ağılanma (zehirlenme) nedeniyle sakıncalı olduğu söylenir.
MOLAL CONCENTRATION [molal konsantrasyon] Bir kg çözücüde çözülen mol sayısı.
MOLALITY [molalite] Çözülenin 1 kg çözeltideki sayısıdır.
MOLAR (MOLARIS) 1- [öğütücü].
MOLAR [azıdişi] 2- Kesici, parçalayıcı ve öğütücü diş.
MOLAR CONCENTRATION [molar konsantrasyon] Konsantrasyon (1 litre çözeltideki maddenin mol sayısıdır). Mol sayısı = tartılan miktar bölü molekül ağırlığı.   Konsantrasyon ise g-atom/dm3 ya da mol/dm3 ya da M şeklinde belirtilir.
MOLARITY [molarite] Çözülenin 1 dm3 çözeltideki mol sayısıdır.
MOLAS [aybalığıgiller] ® Molidae.
MOLE [dalgakıran] 1- ® Jetty.
MOLE [mendirek] 2- Bir limanı oluşturan, ya da koruyan yapı. Balık barınma yeri olabilir.
MOLE [mol] 3- Bir kimyasal bileşkenin molekül ağırlığının gram cinsinden verilmesi. Örnek; NaCl?ün molekül ağırlığı 58.433?tür. 1 mol NaCl = 58.443 gram.
MOLE [mol] 4- Madde miktarını belirlemede kullanılan ölçüdür. 1 mol = 6.02x1023 atom, molekül, iyon vs?dir.
MOLECULAR SYSTEMATICS [moleküler sistematik] Moleküler biyolojik çeşitliliğin, taksonomik gruplar yönünden incelenmesi.
MOLIDAE (MOLAS, OCEAN SUNFISHES) [aybalığıgiller] Işınlıyüzgeçliler- Actinopterygii sınıfının Tetraodontiformes takımının bir ailesidir. Acayip görünüşlü balıklardır. Kemikli balıklar içerisinde en büyük türlerden birini barındırırlar. Bunlardan boyu 3 m?ye ve ağırlığı 1.500 kg?a ulaşanları vardır. Derileri kalındır. 300 milyon kadar yumurta üretebilirler. İskeletlerinin büyük bir kısmı kıkırdaktandır. Kuyruk kemikleri ve yüzme keseleri yoktur. Küçük bir ailedir; 3 cins ve 4 türü barındırır.
MOLLUSCA (MOLLUSCS, MOLLUSKS) [yumuşakçalar] Hayvanlar aleminin önemli bir kabilesi olup Caudofoveata, Aplacophora, Polyplacophora, Monoplacophora, Bivalvia, Scaphopoda, Gastropoda, Cephalopoda olmak üzere 8 yaşayan sınıftan oluşmaktadır. Kabilede toplam 112.000 türün bulunabileceği tahmin edilmektedir. Vücut boşlukları kanla dolu hemosöl?dür (hemocoel)?dir. Gerçek vücut boşluğuna sahiptirler. Vücut genellikle göz ya da dokunaç taşıyan baş, kaslı bacak va içorganları saran kitleden oluşur. Kaslı bacak, manto ve dışkabuk önemli özelliklerindendir. Sindirim organları tam olup ağızdan anüse uzanır. Sinir (beyin), boşaltım (nephridium), dolaşım (açık) ve solunum (solungaç ve akciğer) sistemlerinin organizasyonu bulunur. İskelet vardır. Gelişmeleri bir ya da iki trokopora kurtçuk (larva) evresinden geçer. Bunlardan biri veliger evresidir.
MOLLUSCIVORE [molluskivor] Yumuşakça yiyen.
MOLLUSCOIDEA (ANTHOID MOLLUSCA) [yumuşakçamsılar] Bunlar omurgasızlar olup Brachiopoda ve Bryozoa sınıflarını kapsar. Önceleri Yumuşakçaların altbölümü sanılmıştır.
MOLLUSCS [yumuşakçalar] ® Mollusca.
MOLLY (PLATY, GUPPY) [gupigiller, lebistesgiller] ® Poeciliidae.
MOLLY MILLER [horozbina] ® Scartella cristata.
MOLVA MACROPHTHALMA (SPANISH LING) [gelincik, uzungelincik balığı] Tabansal (demersal) olup 30-754 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=108 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur. Daha çok sahanlık yamacının üst kısmında bulunur.
MOLVA MOLVA (LING) [gelincik, uzungelincik balığı] Tabansal (demersal) okyanusgöçerdir (okyanodromdur). Boyu TL=200 cm ve ağırlığı 45 kg olabilir. 25 yıldan fazla yaşar. Balıkçılığı çok önemlidir. 100-1000 m derinliklerde rastlanır. Kayalık yerlerde daha çok 100-400 m derinliklerde bulunur.
MONANDRIC [monandrik] Önce dişi sonra erkek olan çift cinsiyetlilerde erkek olanların cinsiyet değiştirmiş dişiler olması.
MONITORING PROGRAM [izleme programı] Herhangi bir olayın, değişikliğin etkisi ya da düzeyinin nicel ve nitel yönden belirlenebilmesi için bir ölçme çalışmasının sürdürülmesi.
MONK [savak] ® Drain box.
MONK SEALS [fokgiller, denizköpeğigiller]® Phocidae.
MONKEY GOBY [tatlısukaya balığı, kum kayabalığı, siyah kayabalığı, tatlısukayası balığı, kayabalığı] ® Neogobius fluviatilis fluviatilis.
MONO- (prefix) [mono-] Bir, tek. Monomoleküler (monomolecular)-Tek moleküllü.
MONOCANTHIDAE (FILEFISHES) [dikenliçütregiller] Actinopterygii - ışınlıyüzgeç-liler sınıfı, dörtdişlibalıklar anlamındaki Tetraodontiformes takımının bir ailesidir. Yaklaşık olarak 107 tür ve 26 cins bu ailede yer alır. Bireylerinin vücutları yanlardan basıktır. Derileri zımparamsı olup serttir. Uzatılabilen iki diken kafada yer alır. Bunlardan ikincisi çok küçüktür. Çoğu türleri 60 cm?den küçüktür. En büyük türü 110 cm?dir. Bazı türlerde cinsi çiftyapısallık (seksül dimorfizm) vardır. Üyelerinin bir kısmı yosunla beslenirken diğerleri tabandaki omurgasızlarla beslenir. Tabanda oluşturulan ve her iki cinsiyetin koruduğu kısımda yumurtlarlar. Genç bireyleri (yüzücüdür) pelajiktir.
MONOCHIRUS HISPIDUS (WHISKERED SOLE) [tekyüzgeçlidil balığı, dil balığı, küçükdil balığı] Tabansaldir (demersaldir). Boyu TL=25 cm civarında olabilir. 10-20 metre derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı vardır. Kumlu, çamurlu tabanda bulunur.
MONOCULAR MICROSCOPE [monokülar mikroskop] Tek gözmerceği olan mikroskop.
MONOCULTURE [monokültür] Tek bir tür?ün beslenmesi/yetiştirilmesi. Tek tür ile yapılan akvakültür.
MONOCYCLIC FISH [tekdönüşsel balık] Yaşamının son evresinde yumurtlayan balık. Örnek; Anguilla (yılan balığı).
MONOECIUS [erdişi, erselik] ® Hermaphrodite.
MONOFILAMENT [monofilament] Balıkçılıkta kullanılan yapay (naylon, perlon vb), tekli, bükülmemiş ip.
MONOGAMY [tekeşlilik, monogami] Bir erkek ile bir dişinin yalnız kendi aralarında çiftleşmesi.
MONOGENERIC [tekcinsli, monogenerik] Tek cinsi olan aile. Yalnız tek cinsin bulunduğu taksonomik birim.
MONOMICTIC [monomiktik] Yılda bir kez (genellikle sonbaharda) karışımı ya da su yenilemesi, deveranı olan göl.
MONOMYCTIC LAKE [monomiktik göl] Yılda yalnız bir kez karışan göl.
MONOPHAGOUS [monofaji] ® Monophagy.
MONOPHAGY (MONOPHAGOUS) [monofaji] Yalnız bir tek besin tüketen, yiyen. Tek tip besinle beslenme.
MONOPHYLETIC [monofiletik] Ortak atadan gelen bir grup bitki ve hayvanlar.
MONOPHYODONT [monofiyodont] Yaşam süresince yalnız bir kez dişe sahip olma. ® Polyphydont (polifiyodont). ® Diphyodont (difiyodont).
MONOSPECIES CULTURE [tektür kültürü] Akvakültürde yalnız bir türün besiciliği ve yetiştiriciliği.
MONOSPECIFIC [tektürlü] Yalnız bir tür ihtiva eden cins.
MONSOON [muson] Yaz ve kış aylarında birbirine ters esen devirli rüzgarlar. Kışın karadan denize esen kuru, yazın denizden karaya esen ve bol yağmur getiren rüzgar.
MONTAGU'S BLENNY [horozbina] ® Coryphoblennius galerita.
MOON JELLY [deniz anası] ® Aurelia aurita.
MOORING (SECURING) [bağlama] Deniz aracının yatmak için sabit bir yere halat vermesi.
MOORNING BUOY [palamar şamandırası] Gemilerin limanda yer işgal etmemek için baştan ve kıçtan bağlandıkları şamandıra.
MORA MORO (COMMON MORA) [?] Derintabansal (batidemersal) yüzücüdür (pelajiktir). 450-2500 m derinliklerde rastlanır. Bazen 50 m?de de görülür. Balıkçılığı önemsizdir. Boyu TL=80 cm olabilir.
MOROCCO DENTEX [Fas mercanı] ® Dentex maroccanus.
MORPH- (prefix) [morf-] Şekil. Örnek; morfoloji (morphology)-şekilbilim.
MORPHOEDAPHIC INDEX [morfoedaptik gösterge (indeks)] Göllerdeki toplam çözünmüş madde (mg/l) ve ortalama derinlikten (m) elde edilen gizil (potansiyel) balık verimliliği göstergesi.
MORPHOLOGICAL [şekilbilimsel, morfolojik].
MORPHOLOGY [şekilbilim, morfoloji] Canlıların dış özelliklerini, görünüşleri, şekilleri ve yapılarını inceleyen dal.
MORPHOMETRIC CHARACTER [ölçülebilir özellik, morfometrik karakter] İki vücut özelliği arasındaki ölçülebilirliği ifade eder. Kalınlık ölçümü hariç ölçme düzgün hat üzerinde yapılır ve vücut eğikliği ya da yayı dikkate alınmaz. Ölçümün tanımlanması ya da standard bir çalışmaya gönderimde bulunması gerekir. Satandart bir balıkta ölçüm yapmak için  kullanılabilecek vücut noktaları şunlardır:
 
- Adipose fin ? [Yağ yüzgeci].
- Anal fin ? [Makat yüzgeci].
- Anterior edge of cloaca ? [Dışkılığın (anus) ön sınırı (kenarı)].
- Anterior edge of orbit ? [Göz çukuru ön kenarı].
- Anterior margin of first dorsal spine ? [Birinci sırt yüzgecindeki ilk dikenin (ışının) ön başlangıç noktası].
- Anterior point of first pectoral fin ray? [Sol göğüs yüzgeci ön eklem noktası (kaidesi)].
- Base pectoral fin ? [Göğüs yüzgeci kaidesi].
- Base pelvic fin ? [Karın yüzgeci kaidesi].
- Cartilaginous tip of shortest (median) caudal ray ? [En kısa (orta) kuyruk ışınının kıkırdağımsı ucu].
- Distal tip of longest dorsal caudal fin ? [Üst kuyruk yüzgeci yayının merkez hattına eğilmesiyle oluşan uç noktası].
- Distal tip of longest ventral caudal fin ray ? [Alt kuyruk yüzgeci yayının eğilmesiyle oluşan merkez hattı uç noktası].
- Distal tip of the longest dorsal caudal fin ray, lobe normally extended ? [Normal uzatılmış en uzun üst kuyruk yüzgecinin merkezden uzak ucu].
- Distal tip of the longest ventral caudal fin ray, lobe normally extended ? [Normal uzatılmış en uzun alt kuyruk yüzgecinin merkezden uzak ucu].
- Dorsal fin ? [Sırt yüzgeci].
- Gill-cover notch ? [Solungaç kapağı çentiği].
- Insertion of dorsal and ventral lobes of caudal fin ? [Kuyruk yüzgecinin sırt ve karın tarafındaki kulakçıkların başlangıcı].
- Insertion of first anal fin ray ? [Makat yüzgecin ilk ışınının başlangıç noktası].
- Insertion of first ray of posterior dorsal ? [İkinci sırt yüzgecindeki ilk ışının kaidesi].
- Last scale of the lateral line ? [Yanal çizginin son pulu].
- Mandibular symphysis ? [Çene kemiğine ait birleşme yeri].
- Maxillary symphysis ? [Üst çene kemiğine ait birleşme yeri].
- Membranous edge of caudal fin at fork ? [Kuyruk yüzgecinin çataldaki zarımsı kenarı].
- Point of upper caudal keel ? [Kuyruk omurgasının üst noktası].
- Position of last anal fin ray ? [Makat yüzgecin son ışınının bitiş noktası (sınırı)].
- Position of last ray of posterior dorsal ? [İkinci sırt yüzgecindeki son ışının bitiş noktası (sınırı)].
- Posterior bony edge of operculum ? [Solungaç kapağının kemiksi arka sınırı (kenarı)].
- Posterior edge of fleshy peduncle ? [Etsi sap (kuyruk) kısmın arka ucu (kenarı)].
- Posterior edge of mandible-Buccal comissure ? [Çenenin arka kenarı (sınırı)].
- Posterior edge of orbit ? [Göz çukuru arka kenarı].
- Posterior margin of first dorsal spine ? [Birinci sırt yüzgecinin son ışınının (dikeninin) bitiş noktası].
- Posterior membraneous edge of gill-cover ? [Solungaç kapağı zarımsı arka sınırı (kenarı)].
- Posterior tip of urostyle ? [Omurgaya ait kuyruk kısmın en son ucu].

Diğer ölçümler:
- Anal fin base length ? [Makat yüzgeci kaide uzunluğu].
- Greatest head length ? [En büyük baş uzunluğu].
- Head length ? [Baş uzunluğu].
- Length to caudal peducle ? [Kuyruk sapına uzunluk].
- Longitudinal iris diameter ? [Boylamasına göz merceği çapı].
- Longitudinal pupil diameter ? [Boylamasına göz bebeği çapı].
- Mandibular length ? [Çene uzunluğu].
- Maxillary sheath length ? [Çene kemiğine ait kılıf uzunluğu].
- Mid caudal length ? [Çatal boy - Fork length].
- Opercular head length ? [Baştaki solungaç uzunluğu].
- Orbit diameter ? [Göz çukuru çapı].
- Posterior dorsal fin base length ? [Birinci sırt yüzgecin ön kaide uzunluğu].
- Postorbital diameter ? [Göz çukuru arkası mesafe].
- Preanal distance ? [Makat öncesi mesafe].
- Preanterior dorsal distance ? [Önsırt uzunluğu].
- Prepectoral distance - [Öngöğüs mesafesi].
- Preposterior dorsal distance ? [İkinci sırt yüzgeci mesafesi].
- Preventral distance ? [Önkarın mesafesi].
- Snout length ? [Burun uzunluğu].
- Standar length ? [Standard boy].
- Total length ? [Tam boy].

- Upper head length ? [Başın üst uzunluğu].

Dikey ölçümler:
- Back depth-oblique ? [Çapraz arka derinlik].
- Dorsoventral depth ? [Sırt-karın derinliği].
- Greatest depth ? [En büyük derinlik].
- Head depth ? [Baş derinliği].
- Orbital depth ? [Gözbebeği ortasından geçen hat üzerindeki derinlik].
- Perpendicular iris diameter ? [Dikey göz merceği çapı].
- Perpendicular pupil diameter ? [Dikey göz bebeği çapı].
MORTALITY [ölüm, mortalite] Canlının yaşamının doğal ya da balıkçılık nedeniyle sona ermesi (ölmesi). Balıkçılık biyolojisinde kullanılan geleneksel tek türlü stok modelinde ölüm iki parçadan oluşmaktadır (Z=F+M). ® Total mortality (toplam ölüm, Z). ® Fishing mortality (balıkçılık ölümü, F). ®  Natural mortality (doğal ölüm, M).
MORTALITY RATE [ölüm oranı] 2- Belirli bir sürede çeşitli nedenlerle stoktan eksilen balık oranıdır (payıdır). Stoktan her yıl sayı olarak eksilenlerin oranı (sayısı) yıllık ölüm payıdır. Bunun hesaplamasının yapılabilmesi için ölümler üssi katsayılı (eksponensiyel) terimler olarak tanımlanmıştır. Böylece Nt/N0 = e-Z = e-(F+M). Burada Nt/N0 = Yaşam payı (geride kalanların payı), M = doğal ölüm payı, F = Balıkçılık nedeniyle ölümlerin payı ve Z = Toplam ölüm payıdır.
MORTALITY RATES AND REGULATION [ölüm oranları ve idare] Ölümler karada olduğu gibi deniz ortamında da çok çeşitlidir. Ölüm oranlarının bilinmesi bir poplasyondaki balık bolluğunun tahmin edilmesi ile hasat stratejileri ve yumurtlayan stok potansiyelinin bilinmesinde önemli rol oynar. Balık bolluğu, stoktaki birey sayısını artıran (üreme) ve azaltan (ölüm) etmenler arasındaki bir dengedir. Doğumlar ölümlerden fazlaysa stoktaki birey sayısı artar ya da tersi olur. Stoktaki kararlılık (stabilite) stoka katılan yeni bireylerin ölümle yitirilenlerin sayısını karşılaması halinde oluşur.  Balıkçılığı düzenleyen organlar (balıkçılık idarecileri) ancak balıkçılıktan gelen ölümleri avlanabilecek balık boyunu değiştirerek kontrol edebilirler. Balıkçılık ölümü dolaylı yoldan ağ göz genişiliğinin düzenlenmesiyle kontrol edilebilir. Doğrudan kontrol ise toplam av ya da tekne başına kota ve güç sınırlamasıyla olur. Doğaldırki yeni kuşağın sayısal büyüklüğü ana-baba bolluğuyla ilgilidir. Bu da idarece düzenlemelerle ayarlanabilir. Ölüm denizde de her yaş ya da gelişme evresinde vardır. Yalnız ölüm oranları evrelere göre değişmektedir. Ölümler yumurta ve kurtçuk evresinde çok yüksektir. Kurtçuk evresinden genç balık aşamasına geçiş sürecinde ölüm oranı daha azdır. Genç balıklar açlık, yırtıcılar ya da hastalık nedeniyle ölebilirler. Eğer balık birinci yılda ölmez ve yaşayabilirse ölüm oranı inanılmayacak düzeyde azalır. Balığın ikinci ve sonraki yaşlarında ölmesine asıl neden olan ise balıkçılıktır. Bunu kirlilik ölümleri izler. Burada da gençler yaşlılara göre daha hassastırlar ve yaşamlarını kaybederler. Ölüm nedenleri bilinirse geleceğe yönelik bolluk değişmelerini tahmin etmek ve buna göre düzenleyici önlem almak (ağ göz genişliğini değiştirmek, av yasağı uygulamak, belirli alanları avcılığa kapatmak, kota vb) mümkün olabilir. Bir stokun hangi oranda hasat edildiğini belirlemek bir yıllığın (tertibin) bolluğunun zaman içerisindeki (birbirini izleyen yıllardaki) azalma hızından hesaplanabilir. Toplam ölüm doğal ölümler ile balıkçılık ölümlerinin toplamıdır. Balıkçılık ölümleri idarece tek kontrol edilen değişken olduğuna göre çaba yani her yaş grubuna etki eden balıkçılık ölümünün (F) ayarlanması ve kontrolü kaçınılmazdır.
MORULA [morula] Küçük dut anlamındadır. Dut?a benzeyen embriyon evresinin adıdır. Yani yumurta gelişmesindeki üç evreden (morula, blastula, gastrula) ilkidir.
MOSAIC TEETH (PAVEMENT TEETH) [mozaik dişler] Vatozgillerde ve bazı köpek balıklarında bulunan ve midye vb sert besini ezmeye yarayan bir seri yassı diş. Örnek; Hexanchus, Heterodontus, Mustelus.
MOSQUITOFISH [?] ® Gambusia affinis.
MOSS ANIMALS [yosunhayvanları] ® Bryozoa.
MOTHER SHIP [ana gemi] Diğer balıkçılık (av) teknelerine hizmet veren büyük gemi. Bu gemide avcı teknelerinin avı işlenip karaya çıkartılır.
MOTIONLESS [hareketsiz] Bir hayvanın herhangi bir şekilde hareket etmemesi. Duruyor olması. Ancak kolları (uzantıları) hareketli olabilir. ® Durağan (stationary).
MOTORMAN [yağcı] Makinaların yağlanmasından sorumlu gemi adamı.
MOTTLED GROUPER [taşhanisi, orfoz balığı] ® Mycteroperca rubra.
MOUTH [ağız] 1- Besin ve suyun mideye alındığı yapı.
MOUTH [ağız] 2- Balıkların ağın içine girdiği açıklık.
MOUTH [ağız] 3- Nehir, ırmak ve derelerin denize ya da göle döküldüğü kısım.
MOUTH BROODER [ağızda kuluçkalayıcı] Yumurtalarını ağzında koruyarak kuluçkalandıran (ovofil) ve genç bireyleri ağzında koruyan (larvofil) balıklar. ® External brooder. ® Oral incubation (ağızda kuluçka).
MOUTH-BROODING [ağızda kuluçkacı] ® Mouth brooder.
MS-222 (abrev.) [MS-222] Balıkların hareketliliğini azaltmak için kullanılan bayıltıcı kimyasal (tricaine-methanesulphonate). Kansorejen etkisi nedeniyle artık kullanıl-mamaktadır.
MSST (abrev.) [minimum stok büyüklüğü eşiği] ® Minimum Stock Size Threshold.
MSY (abrev.) [sürdürülebilir en yüksek ürün] ® Maximum Sustainable Yield.
MT (abrev.) [metric ton] 1000 kg.
mt-DNA (abrev.) [mitochondrial DNA] ® Mitokondriyal DNA.
MUCOSA [mukoza] Salgı üreten ve bunu salan doku.
MUCUS [mukus] Mukoza salgısı.
MUD [mud] Çapı 0.063 mm?den (kumdan) küçük detritus malzemesi.
MUGIL CEPHALUS (FLATHEAD MULLET) [paçoz balığı, kefal, haskefal, topan, topbaş, koklan, avrita balığı, topan kefal] Aşağıgöçer (katadrom) tabanyüzücü (bentopelajik) balıktır. Boyu TL=130 cm, ağırlığı 12 kg ve 16 yaşında olabilir. Balıkçılığı ve yetiştiriciliği çok önemlidir. 0-120 m derinliklerde rastlanır. Kıyısaldır, acısu ve tatlısuya girer. Kum ve çamur üzerinde genellikle sürü oluşturur. Yumurtlama denizde olur. 5-7 milyon yumurta bırakır.
MUGIL SOIUY (SO-IUY MULLET) [Rus kefali, pelingas] Tabansal (demersal) aşağıgöçerdir (katadromdur). Uzak doğu kökenli olup Azak Denizi?nde yetiştiriciliği yapılmıştır. Sovyetler Birliği?nin dağılmasından sonra yetiştiricilik çiftliklerinden Karadeniz?e ve Ege Denizi?ne yayılmış ve önemli balıkçılık kaynağı olmuştur. Boyu TL=80 cm ve 5 kg ağırlıkta olabilmekle birlikte Karadeniz?de bilinen boyu 30 cm civarındadır. Sığ sularda bulunur.
MUGILIDAE (MULLETS) [kefalgiller] Işınlıyüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, Kefaller (Mugiliformes) takımının 17 cinsi ve 80 türünü kapsayan bir ailesidir. Tropik ve ılıman bölge sularında yaygındırlar. Bazı türleri tatlısuda da yaşar. Akdeniz?de eski çağlardan beri önemli bir besin kaynağıdır. Sistemetik konumları tartışmalıdır. Türkiye sularında yaygın bilinen cinsleri Chelon, Liza ve Mugil?dir.
MULLETS [kefalgiller] ® Mugilidae.
MULLIDAE (GOATFISHES, RED MULLETS) [barbunyagiller] Ender olarak acısuya giren çift sakallı deniz balıklarıdırlar. Sıcak ve ılıman denizlerde yaşarlar. Perciformes takımından olan aile Mulloidichthys, Mullus, Parupeneus, Pseudupeneus, Upeneus, Upeneichthys cinslerinden oluşmaktadır. Göze batacak şekilde renklidirler. En büyük boylu bireyi Parupeneus cinsinden olup 55 cm gelmektedir. Türkiye sularında yaşayan ve yaygın bilinen türleri Mullus barbatus, Mullus surmuletus ve Upeneus moluccensis olup bilinen en büyük boylu olanı Mullus surmuletus?tur. Sıkça rastlanan boylar daha küçük olup 12-20 cm arasında değişmektedir. Solucanlar, kabuklular ve küçük umurgasızlarla alacakaranlıkta ve gece beslenirler. Beslenme-dikleri sürede hareketsiz sürü oluştururlar. Kıyıdan 110 m derine kadar yayılırlar. Çoğunluk ilkbahar sonu yaz aylarında yumurtlar.
MULLUS BARBATUS BARBATUS (RED MULLET) [barbun, keserbaş barbunya, barbunya, barbunya balığı] Tabansaldır (demersaldır). 10-328 metre derinliklerde bulunur. Boyu TL=35-37 cm olabilir. Önemli balıkçılık kaynağıdır. Çakıllı, kumlu, çamurlu tabanda ve kıta sahanlığı üzerinde yayılır. Yumurtlama süresi ilkbahar ve yaz aylarında olup uzundur.
MULLUS BARBATUS PONTICUS (?) [barbunya] Tabansaldır (demersaldır). Karadeniz?de 10-150 metre derinliklerde sahanlık üzerinde çakıllı, kumlu, çamurlu tabanda bulunur.
MULLUS SURMULETUS (STRIPED RED MULLET) [tekir, tekir barbunya, tekir balığı] Tabansal (demersal) okyanusgöçerdir (okyanodromdur). 5-410 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=45-47 cm ve 1 kg kadar olabilir. Sert ve yumuşak tabanda, çoğunlukla 5-60 m ve 100 m derinliklerde bulunur. İlkbahar ve yaz aylarında yumurtalar. Yumurta ve kurtçukları (larvaları) yüzücüdür (pelajiktir). Balıkçılığı önemlidir. 10 yıl yaşayabilir. Akdeniz sular sisteminde sevilen balıktır.
MULTI- (prefix) [multi-] Çok. Örnek; multinükleer (multinuclear)-çok çekirdekli.
MULTIPURPOSE VESSEL (COMBINATION VESSEL) [çok amaçlı av aracı] Birden çok yöntemle (dip trolü/gırgır; ortasu trolü/gırgır) balık avcılığı yapabilen tekne ya da gemi.
MURAD REİS [?] Turgut Reis?in öğrencisi olup sonra kaptanıderya olan Türk denizci. Ölümü 1603.
MURAENA HELENA (MEDITERRANEAN MORAY) [merina balığı, izmirna, muren, müren, müren balığı] Resiflerle birliktedir. Boyu TL=150 cm olabilir. Balıkçılığı önemsizdir. 15-50 m derinliklerde bulunur. Gece aktiftir. Bulunduğu alanı korur. Kovuklarda gizlenir. Rahatsız edilirse saldırır. Korkutucudur.
MUREX (VENUS COMB) [dikenli salyangoz] Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesi, karındanbacaklılar (Gastropoda) sınıfı, Sorbeoconcha takımı, Muricidae ailesi, Muricinae altailesinin bir cinsidir. Tropik sularda yaşayan etobur deniz karından-bacaklısıdır. Kayalıklar ve mercan resifi kesiminde yaşar. Güzel görünümlü birçok bireyi vardır. Kabuk uzunca ya da uzundur. Murex Hint Okyanusu kökenli olup bilahare Akdeniz?e göçmüştür. Türkiye kıyılarında Murex brandaris ve Murex trunculus türleri yaşamaktadır. Dünya denizlerinden yaklaşık 45 türü bilinmektedir.
MUSCLE [kas] Balığın üç tip kası vardır. Kalp kası, içorganlardaki ve damarlardaki düz kaslar ve iskelet kemiklerini hareket ettiren çizgili kaslar.
MUSHROOM GOBY [sarı kayabalığı, kocabaş kayabalığı, kayabalığı] ® Neogobius eurycephalus.
MUSSEL [midye] 1- Çift kabuklu yumuşakça.
MUSSEL [midye] 2- Suda yaşayan yassısolungaçlı yumuşakçaların genel adı. Midye vücudunun gerisinde biri su girişi diğeri su çıkışına yarayan ve karın ve sırt sifonları adlarını alan iki delik bulunur. Su arkadan öne doğru üzerinde titrek tüyler bulunan solungaçlardan geçerek hareket eder. Su içerisindeki besin maddeleri ağız kısmından geçerken yakalanır. Ayrı eşeyli olup çoğalma yumurtayla olur. Midye bankında yumurta bırakma eşzamanlı (senkronize) gerçekleşir. Plankton patlaması ya da miktarının dikkate değer oranda artması yumurta ve atmığın midye bankındaki bütün olgun bireyler tarafından salınmasına yol açar. Bu yolla kalıtsal tek yönlülük önlenir. Sudaki malzemenin olduğu gibi filtrelenmesi nedeniyle suyu temizlerler. Sudaki kirleticilerin birikmesi çalışmaları ile kirliliğin izlenmesinde kullanılan önemli organizmalardır. Etleri lezzetlidir. Yetiştiriciliği yapılmaktadır.
MUSSEL FARM [midyelik] Midye üretilen yer. Midye tarlası (çiftliği).
MUSSELS [midyeler] ® Bivalvia. ® Pelecypoda.
MUSTELUS ASTERIAS (STARRY SMOOTH-HOUND) [köpekbalığı] Tabansaldır (demersaldır). 350m?ye kadar iner. Boyu TL=140 cm ve ağırlığı 5 kg kadar olabilir. Balıkçılığı vardır. Sahanlık üzerinde ve sığda görülebilir. Kumlu çakıllı kesimleri seçer. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). 7-15 yavru verir. Yavruların doğum boyu 30 cm?dir.
MUSTELUS MUSTELUS (SMOOTH-HOUND) [öz köpekbalığı, köpek balığı, adi köpekbalığı] Tabansal (demersal) olup 5-625 m derinliklerde rastlanır. Balıkçılığı önemlidir. Boyu 2 m olabilir ve 24 yıldan fazla yaşayabilir. Daha çok sahanlık alanında ve 350 m derinliğe kadar bulunur. Canlı doğurucudur (vivipardır).
MUSTELUS PUNCTULATUS (BLACKSPOTTED SMOOTH-HOUND) [benekli köpekbalığı] Boyu TL=190 cm olabilir. Balıkçılığı vardır. Kıyısal, tabanda gezen balıktır.
MUTAGENS [mutajenler] Genleri (DNA?nın fiziksel yapısını, kalıtsal bilgiyi) kalıcı şekilde değiştiren etken ya da kimyasallar.
MUTANT [mutant] Ani değişiklik geçirmiş ya da ani değişiklik geçirme evresinde olan.
MUTATION [mutasyon] 1- Bir kalıtsal özelliğin aniden yeni dölde değişmesi ile bu dölün yeni özelliği taşıyan döl vermesi.
MUTATION [mutasyon] 2- Genin ya da kromozomun yapısındaki aktarılabilir (yeni kuşaklara geçen) kalıcı bozukluk ya da değişmeler.  
MUTUALISM [karşılıklılık] Her iki türünde yararlanmasının şart olduğu -koşullu ilişki (+ +). Örnek; resifler ve algler arasındaki ilişki. Bir kısım tek hücreli, kamçısız olup sarı ve esmer boya maddesine sahip ve zooxanthellae-algleri olarak anılan ve esmer alglerle akraba olan algler birçok canlı ile birlikte (o canlının içinde) yaşamaktadır. Benzer şekilde, resif, zooxanthellae-alglerini aşırı güneş ışığından (UV) korurken resifin enerji ihtiyacı bu alglerce karşılamaktadır. Bir başka örnek deniz şakayıkları ile (Amphiprion) balık arasındaki özel sembiyoz ilişkidir.
MÜLLERIAN MIMICRY [taklit, Bates taklidi, Batesian taklit] ® Mimicry.
MYCOLOGY [mantarbilim, mikoloji].
MYCTEROPERCA RUBRA (MOTTLED GROUPER) [taşhanisi, orfoz balığı] Tabansaldır (demersaldir) ve 15-200 metre derinliklerde rastlanır. Boyu 144 cm ve ağırlığı 50 kg kadar olabilir. Balıkçılığı önemsizdir. Kayalık ve kumluk zeminde bulunur.
MYCTOPHIDAE (LANTERNFISHES) [ışıldakbalığıgiller] Actinopterygii-Işınlıyüzgeç-liler sınıfı, Myctophiformes takımının 33 cins ve bu cinslerde 246 türü kapsayan bir ailesi olup küçük boylu derin deniz balıklarını kapsar. Günümüzde derin deniz balıkları biyokitlesinin %90?ını bu balıkların oluşturmakta olduğu tahmin edilmek-tedir. Bu ailenin Türkiye sularına en yakın kitlesi Oman Körfezi?ndedir. Işık üreten organları vardır. Eşeysel çiftyapısallık (seksüel dimorfizm) gösterirler. Bir kısmı (tür ve yere göre) günlük dikey göç ederler. Gündüz 300-1200 m derinlikte kalırken gece 10-100 m derinliğe yükselirler. Hayvansal planktonla beslenirler. Sahanlık yamacında sürü oluştururlar. Kendilerinden büyük yırtıcıların yemi olmaları nedeniyle de besin zincirinin önemli bir halkasıdırlar. Su kolonunda yumurtlarlar. Doğurganlıkları azdır. Tür ve bireyin yaşına bağlı olarak bir dişi 100-2000 yumurta bırakır.
MYCTOPHUM PUNCTATUM (SPOTTED LANTERNFISH) [ışıldak balığı] Derinyüzücü (batipelajik) ve okyanusgöçerdir (okyanodromdur). 0-1000 m derinlikler arasında rastlanır. Gündüz 225-750 m gece 0-125 m derinliklerde bulunur. Boyu TL=12 cm olabilir.
MYDAS [kaplumbağa] 1- Kaplumbağa tür adı. Örnek; ® Chelonia mydas.
MYDAS [wet] 2- Yaş, ıslak.
MYLIOBATIDAE (EAGLE RAYS) [fulyabalığıgiller] Vatozlar (Rajiformes) takımının Myliobatis, Rhinoptera, Pteromylaeus, Aetobatus, Aetomylaeus, Manta ve Mobula olmak üzere 7 cinsi kapsayan bir ailesidir. Açık suda yaşarlar. İyi yüzücü olup su yüzeyinde birkaç metre sıçrayabilirler. Taksonomileri kesin değildir.
MYLIOBATIS AQUILA (COMMON EAGLE RAY) [fulya, folya, denizkartalı balığı, çuçuna] Tabanyüzücüdür (bentopelajik). 1-300 metre derinliklerde rastlanır. Acısuya girer. Disk genişiliği 183 cm ve ağırlığı 14.5 kg olabilir. Balıkçılığı önemsizdir. Gruplar halinde gezer. Canlı doğurucudur (ovivivipardır). Gebelik 6-8 ay sürer. 3-7 yavru verir. Eti makbuldur.
MYO [kas, miyo] Örnek; miyosit (myocite)-kasılabilir göze.
MYOMERE [miyomer] Yanlarda W-şeklindeki tabakalı vücut kası. Kahverengi olanlara kızıl kas (musculus lateralis superficialis), beyaz olanlara (musculus lateralis profundus) denmektedir.
MYRIA- (prefix) [miyra-] Çok. Çok sayıda. Sayısız. Örnek; Myriapoda-çok bacaklı eklembacaklı.
MYSTICETI (BALEEN WHALES) [dişsiz balinalar] Deniz memelileri ve genelde de memeliler sınıfının en büyük canlıları balinalar (Cetacea) takımı dişsiz balinalar (Mysticeti) alt takımında yer alır. Bu alttakım 14 türü kapsayan Balaenidae, Balaenopteridae, Eschrichtiidae, Neobalaenidae olmak üzere 4 aileyi içerir. Önemli özellikleri besin maddelerini süzmek için üstçenede bulunan baleen adlı taraksı yapıdır. Buna yapışan kabukluları hayvan ağzını kapatıp diliyle basınç uygulayarak sudan ayırır. Soğuk suda yaşarlar çiftleşmek için sonbaharda sıcak su bölgelerine göçerler. Ürettikleri sesle iletişim kurarlar. Avcılığı bir zamanlar yağ üretimi için çok önemliydi. Artan avcılık baskısıyla sayılarının azalması avcılığı da etkilemiştir.
MYTILUS [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
MYTILUS GALLOPROVINCIALIS (MEDITERRANEAN MUSSEL, BAY MUSSEL, BLUE MUSSEL) [midye] Midye dendiğinde sularımızda bazı dillerde Akdeniz midyesi olarak adlandırılan çift eşit kabuklu bu yumuşakça akla gelir. Bu midye Akdeniz sular sisteminin yerlisi olup ılıman dünya denizlerine istilacı olarak yayılmıştır. Koyu maviden kahverengine hatta siyaha kadar renkli olabilir. Genellikle 5-8 cm boyunda olmakla birlikte yerine göre 15 cm boya ulaşabilir. Deniz ve acısuda yaşar. Kayalıklarda ya da kumluk zeminde bulunur. Bulaştığı ya da aşılandığı yerde örneğin Güney Afrika?daki yerel türleri bastırmış ve baskın tür olmuştur. Üreme ve dayanıklılığı diğerlerinden daha yüksektir. Suyu filtreleyerek beslenir. Hızlı akan ve sediman ihtiva etmeyen besin tuzlarınca zengin suyu sever. Dişi ve erkekleri yüksek doğurganlığa sahip olup gametlerini eşzamanlı atarlar. Bu midye türü Türkiye?nin doğu Akdeniz kıyısı hariç diğer kıyısal sularında bulunur.
MYXINE GLUTINOSA (HAGFISH) [?] Göçmen olmayan, çamurlu tabanda 40-1200 metrelerde rastlanan tabansal (demersal) deniz balığıdır. Balıkçılığı yapılmaz. Gece aktiftir. TL=80 cm. Tükçe adı yoktur.
MYXINIDAE (HAGFISHES) [okbalığıgiller] Myxini sınıfı, Myxiniformes takımının bilinen 5 cins ve 64 türü barındıran bir ailesidir. Akdenizde bir türü (Myxine glutinosa) bilinmektedir. İlkel balık soyudur ve kesin balık olup olmadığı tartışmalıdır. Boyları uzun ve solucan tiplidir. Yapışkan madde salgılar. Erdişi (hermafrodit) olup yumurtalık ve erbezleri vardır. Kurtçuk (larva) evreleri yoktur. Son kalıtsal araştırmalarda salgılarının örümcek ipliklerine benzediği görülmüştür. Şimdilerde bu salgının kullanımı (biyolojik bozunabilir polimer elde edilmesi ile dolgu jölesi ve kan pıhtılaştırıcı özellikleri) üzerinde çalışılmaktadır. Eti Japonya ve Kore?de yenilmekte ve derisinden yararlanılmaktadır. Derinde yaşarlar.
MYXOPTERYGIUM [miksopterigyum] Keski-solungaçlılar (Elasmobranchii) ve Tümbaşlılar?da (Holocephali) bulunan çiftleşme organı.
 
 
 
 

Yukarı