Deniz Biyolojik Terimleri -B

B [son güncelleme 04 Temmuz 2008]
B0 (B0) (abbrev.) [bakir biyokitle] ® Virgin biomass.
BACK BOARD BECKET [sapan]  ® Backstrop.
BACK BOARD CHAIN [açı demiri, kapı zinciri] ® Board chain. ® Towing chain.
BACK CORD [üsthalat] Kirişli trol ağının üstte olan halatı.
BACK NET [bel] Trol ağının torbadan önceki ara kısmı.
BACK SCATTERING [geri saçılma, geri yayma] Ses dalgasının hedefe çarpmasından sonra oluşan yankı dağılması.
BACK-FIN [sırt yüzgeci, dorzal yüzgeç] ® Dorsal fin.
BACKING DOWN [salıvermek, iade] Soyu tükenmekte olup koruma altındaki (deniz memelisi, deniz kaplumbağası vb gibi) kazaen avlanan canlıları denize salmak (serbest) bırakmak.
BACKPACK SHOCKER [sırt şokeri] Sığ su ve ırmaklarda balık örneklemesinde kullanılan sırtta taşınabilir elektroşok cihazı.
BACKSIDE [kıçüstü] Deniz aracının arka kısmında durulabilecek yer, alan.
BACKSTRAP [sapan]  ® Backstrop.
BACKSTROP [palamar] Kapı ile ağ arasındaki halat. Dip trolünde bu bağlantı için kalın, çoğunlukla kurşunlu halat kullanılırken orta su trolunde galvanizli çelik halat(lar) kullanılmaktadır.
BACKSTROP [sapan] Trol kapısını ağa bağlanan zincirden ya da yine halattan yapılmış kısa (>) şeklinde terazi bağı.
BACKSTROP LINK [kapı terazisi] ® Shearboard link.
BACTERIA [bakteri] Mikroskopik (küçük) olup klorofilsiz, tek hücreli ya da ipliksi organizmaların genel adı.
BACTERIAL GILL DISEASE [bakteriyel solungaç hastalığı] Gram negatif Myxobacterium türlerinin balık solungaçlarının şişip sümüğümsü olmasına neden olan hastalıktır. Hastalık iştahsızlık yaratır ve ilkbaharda çoğunlukla birey sayısı çok, az oksijenli, yüksek amonyak ihtiva eden balık çiftliklerinde görülür.
BACTERIAL HAEMORRHAGIC SEPTICAEMIA [bakteriyel hemorhajik septisemi] Bakteriyel kanama ve kan ağılanması hastalığı. Hastalık ilkbaharda çıkar. Kanama, deri, ağız boşluğu ve kaslarda görülür.
BACTERIAL KIDNEY DISEASE [bakteriyel böbrek hastalığı] Alabalıkgilerde sıcaklığın düşmesi durumunda iç organların şişmesi şeklinde görülen bakteriyel bir hastalıktır. Hastalık müzmin olabileceği gibi ani de olabilir. Tedavisi yoktur.
BACTERICIDE (BACTERIOCIDE) [bakterikıran, bakterisid, bakterisit] Bakteri öldüren kimyasal.
BACTERIOCIDE [bakterikıran, bakterisid, bakterisit] ® Bactericide.
BACTERIOLOGY [bakteriyoloji] Mikrobiyolojinin bakteri olarak adlandırılan organizmalarla uğraşan dalı.
BACTERIOPHAGY [bakteriyofaj] Bakteri ile beslenen ya da besininin önemli bir kısmını bakteriden sağlayan.
BAG [torba] ® Cod-end.
BAG BECKET [bölme uçkuru] Trol torbasını ikiye bölen ilmik (uçkur) düzeni.
BAG BECKET LEG [bölme haydrosu] Torbanın ortasındaki ilmiklerden geçen uçkura bağlı olup haydros (kaydros) benzeri bir halat düzeneği ile avın bölünerek güverteye alınmasında kullanılan halat.
BAG NET [konik ağ] Konik bir çuvala benzeyen ve tekneden indirilip kaldırılarak kullanılan bir tür av aracı. Bu av aracının kanatları kısadır ve ağ, ağı indirip kaldırmaya yarayan bir kirişe bağlıdır.
BAIL [sintine basmak] Sintinede biriken suyun boşaltılması.
BAIT [yem] Olta, sepet, pinter benzeri av araçlarına takılan ya da konulan doğal ya da yapay beslenme maddesi.
BAIT FISH (FORAGE FISH) [yem balığı] Mesleki ya da sportif balıkçılıkta yem olarak kullanılan diğer balık.  ® Fodder fish.
BALAENIDAE (BOWHEAD WHALES, RIGHT WHALES) [gerçekbalinagiller] Memeliler (Mammalia) sınıfı, balinalar (Cetacea) takımı, dişsiz-balinalar (Mysticeti) alttakımının Balaenidae ailesi Balaena ve Eubalaena cinslerini kapsamaktadır. Dişsiz-balinalar ılıman ve kutupsal iklim bölgesinde yaşar. Diğerleri büyük gövdeli canlılar olup boyları 18 m ve ağırlıkları 100 ton olabilir. Kafaları büyüktür ve boyun 1/3?ü kadar olabilir. Gerçek-balinalar çoğunlukla kürekayaklılar (Copepoda) ile beslenirler. Normalde yüzeyde yavaş yüzerken ağızlarını açarlar. Besin maddeleri ağızdaki saçaklarda tutulur. Saçaklar dil ile temizlenerek besin alınır. Birkaç birey bir arada gezerler. Stokları aşırı azalmıştır. Soyları tehlike altındadır. Dişiler 6-22 yaş arasında cinsi olgunluğa ulaşır ve her 3-5 yılda bir yavrularlar. Gebelik 1 yıl sürer. Bebekler ilk yıl çok hızlı büyür. Yavaş yüzücüdürler. Yüksek hızları saate 9 km?dir. Katil balinalar ile insanlar en büyük düşmanlarıdır. 500Hz civarında ses çıkarırlar.
BALAENOPTERA MUSCULUS (BLUE WHALE) [gök balina, mavi balina] Balinalar (Cetacea) takımı, dişsiz balinalar (Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Tüm okyanuslarda görülen bu deniz memelisinin dünyada yaşayan en büyük canlı oladuğuna inanılmaktadır. Boyu 30 m ve ağırlığı 140 tondan fazla olabilir. Baleen plakaları olarak adlandırılan tarak yapılı olup üst çeneden asılı bir filtreyle küçük kabuklu (Euphasia) vb?ni suyu süzerek avlar ve bu yolla beslenir. Derine dalabilir. Akciğerlerinin kapasitesi 5.000 litredir. Beslenirken 5 km/h, gezinirken 20 km/h ve kısa mesafede 50 km/h hızla hereket edebilir. Genellikle tek yaşarlar fakat çift gezdikleine de sık rastlanır. Sonbaharda çiftleşir. Gebelik 10-12 ay sürer. Yeni doğan bebek 7 m boyunda ve 2.5 ton ağırlığında olabilir. En çok ses çıkaran ikinci hayvandır (89-122 dB). Ürettiği sesle iltişimi sağlar. Çiftleşmek için sıcak sulara göçerler. Soyları tehdit altındadır.
BALAENOPTERA PHYSALUS [fin whale] Bütün okyanuslara yayılmıştır. Balinalar (Cetacea) takımı, dişsizler (Mysticeti) alttakımı, Balaenoptiidae ailesi Balaenoptera cinsinin bir türüdür. Mavi balinadan (Balaenoptera musculus) sonra gelen ikinci en büyük yaşayan canlıdır. Boyu 26 m?ye, ağırlığı 120 tona ulaşabilir. 20. YY?da en çok avlanan balinadır. 80 yıl yaşayabilir. Gebeliği 11-12 aydır. Ağız  büyüktür ve suyu Balaenoptera musculus gibi filtreleyerek küçük kabuklular vb ile beslenir. Ürettiği sesle iletişim kurar. Göçmendir. Soyu tükenme tehlikesindedir.
BALANCED DIET [dengelenmiş besin] Balığın uygun beslenmesini sağlamak için gerekli besleyicileri ihtiva eden yem ve besinleme şekli.
BALANEOPTERIDAE (BALEEN WHALES, WHALEBONE WHALES, GREAT WHALES) [çatalkuyruklubalinagiller] Aile Megapterinae ve Balaenopterinae alt ailelerine ayrılır. Balaenopterinae altailesinde 8 cins ve Megapterinae altailesinde bir cins bulun-maktadır. İri balinaların yer aldığı ailedir. Örneğin mavi balina 150 ton ağırlıkta olabilir.
BALANUS [Balanus] Balanidae ailesinde bir cins.
BALEEN WHALES [çatalkuyruklubalinagiller] 1- ® Balaneopteridae.
BALEEN WHALES [dişsiz balinalar] 2- ® Mysticeti.
BALISTES CAPRISCUS (GREY TRIGGERFISH) [çotira balığı, çütra balığı, çotra balığı, çütre balığı, domuz balığı] Balıkçılığı vardır. Akvaryumda beslenir. Körfez ve kıyısal sular ile mercan resiflerine girer. TL=60 cm ve 6 kg olabilir. 0-100 metre derinliklerde yayılır. Genellikle tek ya da grup olarak gezer. Etinin kalitesi iyidir fakat etinde ağı (zehir) olduğu da rapor edilmiştir.
BALISTIDAE (TRIGGERFISHES) [çotiragiller] Tetraodontiformes takımındaki renkli fertleri kapsar. Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu ve Akdeniz?in sıcak kıyısal sularında yayılırlar. Boyları 30 cm ile 75 cm arasında olabilir. Tabansal yumurtalarını kazdıkları küçük çukurlara bırakırlar. Büyük hayvansal plankton ve sert kabuklu omurgasızlarla beslenirler. Sırtlarında diken yüzgeç vardır ve çoğunlukla tek gezerler. Üreme dönemlerinde saldırgan olurlar. Aile Abalistes, Balistapus, Balistes, Balistoides, Canthidermis, Melichthys, Odonus, Pseudobalistes, Rhinecanthus, Sufflamen, Xanthichthys, Xenobalistes cinslerini kapsar.
BALLAN WRASSE [kikla, lapin, ot balığı] ® Labrus bergylta.
BALLAST [safra] Gemilerin su hattına kadar batırılması ve dengesinin sağlanması için dip kısma (sintineye) konan ağırlık.
BALLAST TANK [safra sarnıcı] Sintinede safra suyunun alındığı sarnıçlar.
BALTA TRAWL [derin deniz trolü] Uzak mesafede çalışan büyük balıkçı gemilerinde derin deniz balıklarını avlanmak için kullanılan büyük trol ağı.
BANANA  [kelebek] ® Butterfly.
BAND [bant] 1- Balık vücudunu saran enlice ve renkli halka.
BAND [bant] 2- Balık vücüdunda diğerlerinden renk itibariyla ayrılan enlice dikey ya da çaprazi yama.
BAND [bant] 3- Balıkların yaş tayinlerinde kullanılan sert aksamlarındaki büyüme halkası.
BANDED DRAGONET [üzgün balığı] ® Callionymus fasciatus.
BANDFISHES [kurdelebalığıgiller] ® Cepolidae.
BANDTOOTH CONGER [mıgrı] ® Ariosoma balearicum.
BANK [bank] 1- Deniz yüzeyine yakın olup seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek deniz haritalarında  + işaretiyle belirtilen yükseltiler.
BANK [bank] 2- Okyanuslarda yüksekliği 1000m ve daha yukarıya ulaşan yükseltiler.
BANK FISHERY [bank balıkçılığı] Morina (Gadus morhua) balıklarının avlandığı Newfoundland açıklarındaki Grand Banks?da yapılan balıkçılık.
BAR [bar] Basınç birimi. Deniz seviyesinden 100 m yukarıdaki atmosfer basıncına eşittir.
BAR BUOY (BARBUOY) [bank şamandırası] Seyir ve sefer için tehlikeli olabilecek bank yerlerini ve sınırlarını belirten ışıklı şamandıra.
BARAK REİS [?] Burak Reis olarak ta tanınmaktadır. Beyazid II döneminde Türk denizcisidir. Öl. 1499.
BARBAROSSA [Barbaros Hayreddin Paşa] ® Chaireddin Barbarossa.
BARBUOY [bank şamandırası] ® Bar buoy.
BARGE [mavna] Şamandıraya bağlı büyük gemilerden kıyıya yük taşıyan tekne.
BAROCLINIC [baroklinik] Basınç yüzeyleri ile yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmeleri. Eşsıcaklık ve eşderinlik eğrilerinin birbirini kesmesi.
BAROMETER [barometre] Basınçölçer. Atmosfer basıncını ölçen alet. Çeşitli tipleri vardır.
BAROTRAUMA [basınç travması] Ani basınç değişikliğinden kaynaklanan travma. Derinde yaşayan balıkların hızla yukarı çekilmesinde görülen travma.
BAROTROPIC [barotropik] 1- Basınç yüzeyleri ile yoğunluk yüzeylerinin birbirleriyle kesişmemeleri. Eşsıcaklık ve eşderinlik eğrilerinin birbirini kesmemesi.
BAROTROPIC [barotropik] 2- Sıvı ya da gazlarda sabit basıncın sabit sıcaklığa paralel olması.
BARRICADE [barikat] Balığı belirli bir yere yönlendirmek için kullanılan çit tipi sınırlayıcı, örneğin ağ vb?den duvar.
BARRIER [engel] Canlıların yayılma ya da göçmesini engelleyen (derin kanyon, bank, tuzluluk farkı vb gibi) sınırlayıcılar.
BARRIER BANK [bariyer bankı] Derin su ile sığ suyu ayıran sahanlık ucundaki yükselti. Bu bölgeler besin maddeleri ve balık yönünden zengin olup önemli avcılık alanıdırlar. Bu kesimlerin zenginliği tabandan yükselen suyun bu engel üzerinden aşmasından ve besin maddelerinin burada kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Örnek; Kuzey Atlas Okyanusunda Georges Bank.
BARRIER REEF [bariyer resifi] Kıyı ile arasında bir deniz kulağı olan ve kıyıdan belirli uzaklıkta bulunan mercan resifi.
BARTAIL FLATHEAD [?] ® Platycephalus indicus.
BASE FIN [yüzgeç kökü] Yüzgecin vücuttan çıktığı kısım.
BASE PORT [üslendiği liman] Balıkçılık teknesinin çalışmalarında kullandığı liman.
BASIN [basen] 1- Deniz ve okyanusların 4000-5000 m derinliğe sahip dipleri.
BASIN [basen] 2- Yüzey ve yer altı sularının biriktiği çukurluk bölge (havza).
BASKET (GROUND BASKET, COVER POT, POT, PLUNGE BASKET) [sepet] 1- Taşınabilir kafes şeklinde tuzak. Tuzağın ağız kısmından giren organizma huni şeklindeki ağız düzeneği nedeniyle bir daha dışarı çıkamaz. Çeşitli boy ve şekilde ağ dahil farklı malzemeden yapılmış olabilir. Bazen balık dahil çoğunlukla yengeç, istakoz avcılığında kullanılır. Yılan balığı avcılığında kullanılan bu tip tuzağa pinter denmektedir.
BASKET (GROUND BASKET, COVER POT, POT, PLUNGE BASKET) [sepet] 2- Değişik boyut ve şekilde olup armut ya da ağız kısmına doğru daralan huni şeklinde yapılmış sepetimsi (tuzak prensibi), belirli büyüklükte açıklıkların bulunduğu pasif av aracı. Genellikle hangi tür avlanacaksa o isimle anılır. Örnek; istakoz sepeti.
BASKET (GROUND BASKET, COVER POT, POT, PLUNGE BASKET) [sepet] 3- İçerisine balık konulan seyrek örülmüş derin ve büyükçe kap.
BASKING SHARK [büyük camgöz, büyükcamgöz balığı] ® Cetorhinus maximus.
BASOPHIL [bazofil, baziofil] Alkali (baz) özelliği seven.
BASOPHILOUS [baziofil, bazofil] Bazik ortamda yaşayabilen.
BASTARD GRUNT [gargur, yalancı isparoz] ® Pomadasys incisus.
BATCH FECUNDITY [kümesel doğurganlık] Kümesel yumurta bırakan balıklarda bir defada bırakılan yaşayabilir yumurta sayısı.
BATCH SPAWNING  [aralıklı yumurtalama] ® Intermittent spawning
BATHY- (prefix) [bati-] Derinlik anlamında olup derin deniz ve okyanus kesimini ima eder.
BATHYAL [batial, batyal, batiyal] Göllerin ve okyanusların kabaca 180-1800 m arasında yer alan kesimine verilen addır (kıta sahanlığı bayırı).
BATHYDEMERSAL [derintabansal, derindemersal, batidemersal]  Derinde ve 200 metreden daha derin kesimdeki tabanda yaşayan ve beslenen balık anlamındadır.
BATHYMETRY [batimetri] Deniz derinliklerinin ölçülmesi.
BATHYPELAGIC [derinyüzücü, derinpelajik, batipelajik] Işığın ulaştığı tabakanın altında olup derindeki sular. Bu derinlikler 1.000-4.000 metreler arasında kaynağa bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Kesin bir derinlik sınırlaması yoktur. ® Epipelagic (üstyüzücü, üstpelajik, epipelajik). ® Holopelagic (tümyüzücü, holopelajik). ® Mesopelagic (ortayüzücü, ortapelajik, mezopelajik).
BATHYPTEROIS MEDITERRANEUS (SPIDERFISH) [Akdeniz örümcek balığı] Tabansaldır (demersaldir) ve 260-2800 metre derinliklerde rastlanır. TL=30 cm olabilir. Kıta yamacında genellikle tek gezer. Zaman zaman grup oluşturur. Eşanlı erseliktir (simultaneous ya da synchronous hermaphrodite).
BATHY-THERMOGRAPH (BT) [batitermograf] Gemiye kabloyla bağlı olup, içerisine yerleştirilen sisli küçük cam üzerine derinliğe göre sıcaklığı kazıyan (çizen), sisli cam değiştirilerek yeniden kullanılabilen, torpil şeklinde olup (artık pek kullanılmayan) alet. ® XBT.
BAY (BIGHT, GULF) [körfez] 1- Okyanus ve denizlerin kara içlerine giren koydan büyük, ağzı daha geniş su kütlesi kesimi.
BAY [koy] 2- Karaya giren görece küçük su kütlesi kesimi.
BAY MUSSEL [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
BAYER TROUGH [Bayer hunisi, von Bayer hunisi] Balık yumurtalarının sayımında kullanılan 30 cm?lik huni.
BE SAVED BY GOD [Allah selamet versin] Deniz seferine gidene Allahın korumasında olun dileği.
BEACH SEINE (SHORE SEINE, HAUL SEINE, DRAG SEINE, DRAW NET, YARD SEINE, SWEEP NET) [ığrıp, manyat] Sığ suda ve genellikle kıyıda iki ya da daha çok kişinin kayıkla ya da kayıksız kullandıkları ve kıyıya elle çekilen son kısmı torba tertibatlı, uzun kollu bir cins gırgır benzeri (çevirme) av aracı.
BEACON [çakar] Denizcilere yol göstermek için kıyıya ya da açığa konulan küçük deniz feneri.
BEAKED WHALES [kaşalotlar] ® Ziphiidae.
BEAM (BREADTH) [en] 1- Geminin en geniş yerinde ölçülen genişliği.
BEAM [kemere] 2- ® Deckbeam.
BEAM TRAWL (OUTRIGGER TRAWL) [kirişli trol, bim trolü] Mantar yakası 10 m ya da daha uzun ağaç ya da metal olan bir kirişe bağlı olup yanlardan metal çerçeve ile dikey açıklığı sağlanan çoğunlukla yassı balık ve karides avcılığında kullanılan bir cins sürütme ağı.
BEARING [kerteriz] Bulunulan yer ile sabit bir noktanın rota ile yaptığı açı ya da herhangi bir şeyin tekneden olan yönünün belirlenmesi.
BEAUFORT SCALE [deniz durumu, Bofor ölçeği] Rüzgar kuvveti ölçeği 1805?te Amiral Francis Beaufort tarafından deniz durumu ve rüzgar etkisinin gözlemlenmesiyle geliştirilmiştir. Ölçek 0?dan (cam gibiden) 12?ye (kasırgaya) kadar gitmektedir.
 
Kuvvet
Hız (yüzeyden 10 m   yükseklike
 
Tanımı
 
Karada kulanılan tanımlama
 
Mil/saat
Knot
 
 
0
     0-1
     0-1
Sakin
Cam gibi.
1
     1-3
     1-3
Hafif hava
Dalgacıklı.
2
     4-7
     4-6
Hafif rüzgar
Belirgin küçük dalgalı. Dalga uçları donuk, camsı ve kırılmıyor.
3
     8-12
     7-10
Ilımlı rüzgar
Dalgacıklar büyükçe. Dalga ucu kırılıyor ve dağınık köpüklü dalga.
4
13-18
11-16
Mutedil
Küçük, sık köpüklü dalga.
5
19-24
17-21
Şiddetli rüzgar
 
Orta boyda, sık beyaz köpüklü uzun dalga ve dalga ucundan serpinti.
6
25-31
22-27
Kuvvetli rüzgar
Uzun dalgalı ve çok köpüklü, serpintili.
7
32-38
28-33
Hafif bora
 
Beyaz ve kırılan köpüklü deniz. Rüzgar yönünde uzunlamasına serpinti.
8
39-46
34-40
Bora
Orta derecede yüksek, uzun dalga. Dalga kenarlarında kırılma ve serpinti. Rüzgar yönünde uçan, uzun köpükler.
9
47-54
41-47
Kuvvetli bora
 
Dalgalar büyük ve yüksek. Rüzgar yönünde uçan çok sık köpüklenme. Dalga ucunda kırılma ve devrilme. Serpintinin görüntüyü sınırlaması.
   10
55-63
48-55
Fırtına
Kırılan çok yüksek dalga ve rüzgar yönünde uçan büyük yamalı köpük. Yüzey tamamıyla beyaz görüntülü. Görüntü  etkilenir.
   11
64-72
56-63
Şiddetli fırtına
 
Aşırı büyük ve yüksek dalga. Küçük ve orta boydaki tekneler dalga arkasında artık görünmez.  Yüzey rüzgar yönünde uzun beyaz köpükle kaplıdır. Dalga kenarları tüm yüzeyde kırılır. Görüntü etkilenir.  
   12
73-83
64-71
Kasırga
 
Hava köpük ve serpintiyle dolar. Yüzey tamamıyla köpük ve serpintiyle kaplıdır. Görüntü ciddi şekilde azalır.
BEHAVIOUR [davranış] Bir birey ya da organizma grubunun çevresel etkiye verdiği tepki ya da karşılıktır.
BELAYING CLEAT [koç boynuzu] ® Deck cleat.
BELL [çan, kampana] ® Campana.
BELLOTTIA APODA (?) [?] Tabansal (demersal) balıktır. TL=7 cm olabilir. Balıkçılığı yoktur. 30-570 metrelerde rastlanır. Yavrularını doğurur (vivipar). 
BELLY [karın] ® Abdomen.
BELONE BELONE (GARPIKE) [zargana] Yüzücü (pelajik) okyanusgöçerdir (okyanodromdur). TL=93 cm ve 1.300 gram olabilir. Acısuya girer. Ticari balıkçılığı yapılmaktadır. Yüzeye yakın yaşar. Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık rastlanabilir.
BELONE BELONE EUXINI (GARPIKE) [zargana balığı] ® (syn.) Belone belone.
BELONE BELONE GRACILIS (GARPIKE) [zargana balığı] ® (syn.) Belone belone.
BELONE SVETOVIDOVI (?) [zargana] Yüzücüdür (pelajiktir). Yumurtalarına sudaki malzemeye yapışık rastlanabilir.
BELUGA [büyük mersin balığı, mersin balığı, mersinmorinası, morina, beluga balığı] ® Huso huso.
BELUGA WHALE [akbalina, beyaz balina] ® Delphinapterus leucas.
BENHTOS [bentos] Tabanda yaşayan ya da burada oluşmuş hayvansal ve bitkisel yaşam.
BENOIT'S LANTERNFISH [ışıldak balığı] ® Hygophum benoiti.
BENTH- (prefix) [taban, bent-] Deniz tabanı. Örnek; bentik (benthic)-tabancıl. Tabanda yaşayan.
BENTHAL [bental] Deniz tabanına ait yaşam.
BENTHIC REGION [deniz dibi bölgesi, taban bölgesi] Okyanus ve denizlerin karasal taban kısmı.
BENTHIVORE [tabanobur, tabancıl] Tabanda yaşayan (dolaşan) canlılarla beslenen.
BENTHOPELAGIC [tabanyüzücü, bentopelajik, benthopelajik] Tabana yakın duran ve beslenen fakat aynı şekilde ortasu ile yüzeye yakın sularda da zaman zaman bulunup ve beslenen balıkları belirtmede kullanılan terim.
BENTHOPHILOIDES BRAUNERI (?) [?] Tatlısu ve acısuda taban balığıdır. TL=8 cm olabilir.
BENTHOPHILUS STELLATUS (STELLATE TADPOLE-GOBY) [?] Tatlısu ve acısuda taban balığıdır. TL=13.5 cm olabilir. Kokulu çamurlu ve kumlu kesimlerde rastlanır.
BENTHOSEMA GLACIALE (GLACIER LANTERNFISH) [ışıldak balığı] Göçmen olmayan ortayüzücü (mezopelajik) balıktır. 0-1085 metreler arsında rastlanır. Gündüz 375-800 metrelerde, gece 12-200 metrelerde yayılır. Daha çok TL=11 cm ve 8 yaşında olabilir. Balıkçılık potansiyeli olabilir.
BERG [Berg] ® Berg Lev Semenovich.
BERG LEV SEMENOVICH [Berg Lev Semenovich] Rusya?nın 20. YY?da yaşamış en büyük bilim adamlarından biridir (1876-1950). Biyocoğrafya, evrim kuramı, taksonomi, limnoloji, iklimbilim, doğa tarihi vb konuları inceleyen birkaç düzine kitabı dahil 700 yayını vardır.  Bunlar arasında ilgi alanına giren 4 ciltlik Rusya ve çevre ülkelerin tatlısu balıkları da yer almaktadır.
BERMUDA LANTERN FISH [?] ® Hygophum hygomii.
BERMUDA TRIANGLE [Bermuda Üçgeni] Bermuda şeytan üçgeni de denmekte olup yaklaşık 1.2 milyon km2?lik bir alanı içine alır. Alan Puerto Riko?dan Florida yarımadasının ucu ile Bermuda Adası arasında yer alır. Medya tarafından normal olmayan fizik yasalarıyla açıklanamayan olayların yaşandığı alan olarak tanıtılmıştır. Bu alanda bazen uçak ve gemilerin kaybolduğu inanışı yaygın olmakla birlikte USA Sahil Güvenliği deniz trafiği istatistiklerine dayanarak kayıpların yoğun trafiği olan diğer bölgelerden daha fazla olmadığını ileri sürmektedir.
BEROE [Beroe] 1- Adonis ve Aphrodite?in kızı.
BEROE [Beroe] 2- Bir taraklı cinsi.
BEROE OVATA (PINK COMB JELLY) [hıyar medüzü] Taraklılar (Ctenophora) kabilesi, Nuda (dokunaçsız) sınıfı, Beroida takımı, Beroidae ailesi Beroe cinsi hafif pembemsi bir hayvandır. 30 cm boya ulaşabilir. Besinini bütün olarak yutar. Hemen hemen bütün denizlerde yüzücü (pelajik) yaşar. Erdişi (hermafrodit) olan bu hayvanların kendi kendilerini döllemediklari düşünülmektedir. Yumurtalardan çıkan yeni kuşak, erin bireylerin çok küçük kopyasıdır ve buna kurtçuk (larva) denilemez. 1980?li yıllarda kuzey Atlas Okyanusu?ndan Karadeniz?e gemilerin ballast suyuyla taşındığı sanılan bir diğer taraklı Mnemiopsis leidyi hamsi ile aynı beslenme basamağında yarışmış ve balıkçılığın etkisiyle azalan hamsi stoğuna karşı beslenme yarışında kazançlı çıkmış ve patlama göstermiştir. Akdeniz sular sisteminde zaten bulunan ve Mnemiopsis ile beslenen Beroe ovata 1990?ların sonunda Karadeniz?de görünmüştür. Beroe?de başlangıçta patlama göstermiş ise de her iki canlının (Mnemiopsis ve Bereo) biyokitleleri düşmüş ve şimdilik yeni bir denge gelişmiş görünmektedir.
BI- (prefix) [bi-] İki, iki kez. Örnek; bilateral - iki yanı (tarafı) olmak.
BICARBONATE [bikarbonat] Bir hidrojen atomu taşıyan tuz. Örnek; Ca(HCO3)2 kalsiyumbikarbonat (kalsiyumhidrojenkarbonat).
BICOLOURED FALSE MORAY [yalancı mıgrı] ® Chlopsis bicolor.
BIGEYE TUNA [irigözorkinoz, irigözorkinoz balığı, irigözton] ® Thunnus obesus.
BIGHEAD GOBY [kaya balığı, kalınbaşlı kayabalığı] ® Neogobius kessleri.
BIGHT [körfez] ® Bay.
BIG-SCALE SAND SMELT [aterina, aterina balığı, gümüş, gümüş balığı] ® Atherina (Hepsetia) boyeri.
BILATERAL [bilateral] İki yanlı.
BILGE [sintine] Geminin içinde sızıntıların biriktiği en alt kısmı. Teknenin su altında kalan iç kısmı.
BILGE KEEL [yalpa omurgası] Teknenin yanlara salınımını azaltmak için baştan kıça doğru uzanan çıkıntı.
BILGE PUMP [sintine pompası] Teknenin iç kısmında (sintinede) biriken suyu boşaltmada kullanılan pompa.
BILL (PEA) [gaga] Çapa ucundaki tırnakların uc kısmı.
BIN [zincirlik] ® Chain locker.
BINARY NOMENCLATURE [ikili isimlendirme, bineri nomenklatur] Linne?nin organizmaları isimlen-dirme sisteminde iki isim kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi cins (Genus), ikincisi ise tür (species) adıdır ve yazılış şekli Genus species?dir. Buna örnek (insan) Homo sapiens?dir. Bu sitemde isim;
-i       ile bitiyorsa bu isim bir erkek isimden türetilmiştir.
-ae     ile bitiyorsa bu isim bir dişi isimden türetilmiştir.
-orum ile bitiyorsa bu isim bir erkek grubu isiminden türetilmiştir.
-arum ile bitiyorsa bu isim bir dişi grubu isiminden türetilmiştir.
-ensis ya da -ense ile bitiyorsa bu isim bir yer isiminden türetilmiştir.
BINOCULAR [çift gözmercekli, binoküler].
BINOCULAR MICROSCOPE [çift gözmercekli mikroskop, binoküler mikroskop] İki gözmerceği olan mikroskop.
BINOMINAL [iki terimli, binominal].
BINOMINAL NOMENCLATURE [iki terimli (binominal) isimlendirme] ® Binary nomenclature (ikili isimlendirme). ® Scientific name (bilimsel isim).
BIO [biyo] Yaşam. Yaşamla ilgili. Örnek; biyoloji (biology).
BIOACCUMULATION [biyoakümülasyon] Biyolojik yönden, beslenme ağı içerisinde kirleticilerin birikmesi.
BIO-ACOUSTIC [biyoakustik] Çeşitli durumlarda hayvanların çıkardıkları seslerin incelenmesi.
BIOASSAY [biyodeneme] Herhangi bir etkenin etkisinin laboratuvar koşullarında denenmesi ve gözlenmesi.
BIO-CATALYSER [biyokatalizör] Düşük sıcaklıkta, canlı dokulardaki kimyasal olayları çabuklaştıran (hızlandıran) vitamin, hormon ve enzim gibi maddeler.
BIOCHEMICAL OXYGEN DEMAND (BOD) [biyokimyasal oksijen ihtiyacı] Kolay parçalanabilir organik kirliliğin (yükün) dolaylı bir ölçüsüdür. Sudaki organik maddelerin parçalanmasında mikroorganizmaların birim hacim başına gereksinim duydukları oksijen miktarını verir ve genellikle BOD5 yani beş günlük ihtiyaç şeklinde belirlenir.
BIOCHEMISTRY [biyokimya] Dokuları oluşturan maddeleri inceleyen dal.
BIOCIDES [biyosidler] Organizmaları öldüren kimyasallar.
BIOCLIMATOLOGY [biyoklimatoloji] Canlılar ve canlıların gelişmesine olan iklim etkisini inceleyen dal.
BIOCOENOSE [biyosönoz, biyosenoz] ® Biocoenosis.
BIOCOENOSIS (BIOCOENOSE, LIFE ASSEMBLAGE) [biyosönoz, biyosenoz] 1- Yaşam birlikteliği. Bitki ve hayvanların yaşamortamda (biyotop) dengeli birlikteliği. Burada çevrenin fiziksel yönleri dışlanmakta olup ekosistem ile eşanlamlı değildir.
BIOCOENOSIS (BIOCOENOSE, LIFE ASSEMBLAGE) [biyosönoz, biyosenoz] 2- Belirli bir bölgede yaşayan canlılar topluluğu.
BIOCOENOSIS (BIOCOENOSE, LIFE ASSEMBLAGE) [biyosönoz, biyosenoz] 3- Bir yaşamalanda (belirli bir ortamda) denge durumuna ulaşmış canlılar topluluğu.
BIO-DIVERSITY [biyoçeşitlilik] Türlerin birim alan ya da hacim başına düşen sayısı olup belirli bir zaman ya da belirli bir yerdeki türlerin bütünü anlamını taşır.
BIO-ELECTRIC [biyoelektrik] Canlıların tehlike ve tehdit anında ürettikleri elektrik. Örnek; Elasmobranchii (köpek balıkları ve vatozlar sınıfından) Torpedo cinsi uyuşturan balıklarının bazı türleri 220V üretebilmektedirler.
BIO-ENERGETICS [biyoenerjetik] Organizmalardaki enerji değişikliği ve aktarımını inceleyen dal.
BIOGENESIS [biyogenez] Canlı olan canlıdan gelir kuramı.
BIO-GENETIC [biyogenetik] Canlılardaki bileşenlerin incelenmesi.
BIOGENETIC LAW [biyogenetiğin temel yasası] Haeckel 1866?da ortaya koymuştur. Buna göre ?bireyoluş, soyoluşun kısa bir tekrarıdır? ya da soyoluş bireyoluşun içinden geçer. Aşırı bir genelleme olarak Meckel, 1806 ve Serres 1824 ?insan embriyosu gelişimi sırasında, en basitinden en yükseğine kadar çeşitli derecedeki hayvanların sabit ve sürekli beden yapısını geçici olarak yapar? demişlerdir.
BIOGENIC [biyojenik] Biyolojik malzemeye dayalı maddelerdir.
BIOGEOCHEMICAL CYCLING [biyojeokimyasal döngü] Kimyasal elemanların fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki döngüsü.
BIO-GEOGRAPHY [biyocoğrafya] Yerkürede canlıların dağılımlarını ele alan coğrafya dalı.
BIOGRAPHY [biyografi, biyografya] Yaşam öyküsü. Özyaşam öyküsü.
BIOLOGICAL BALANCE [biyolojik denge] Organizmalar arasındaki denge.
BIOLOGICAL CONTROL [biyolojik kontrol] Bir yırtıcıyı (tüketiciyi) sıkıntı yaratan bir populasyonu kontrol etmek için kullanmak. Örnek; bazı balık türlerinin sivrisineğin kontrolü için sudaki sivrisinek kurtçuklarını yemesi için kullanılması.
BIOLOGICAL OCEANOGRAPHY [biyolojik oseanografi] Deniz ve okyanuslardaki canlı yaşamı ile bunların çevreyle ilişkilerini inceleyen oseanografi dalı.
BIOLOGICAL TREATMENT [biyolojik arıtma] Mikroorganizmalar kullanılarak atık suyun arıtılması.
BIOLOGY [yaşambilim, biyoloji].
BIOLUMINESCENCE [biyoluminesens] Bazı organizmaların kimyasal tepkime ve hücresel salgı sonucu görece zayıf, soğuk ışık saçmasıdır.
BIOMASS [biyokitle, biyokütle, biyomas] 1- Belirli bir zamanda, stok miktarının genellikle ağırlık cinsinden (kg, ton) verilmesi.
BIOMASS [biyokitle, biyokütle, biyomas] 2- Dikkate alınan tür ya da canlı grubunun (biyolojik materyalin) toplam kütlesidir.
BIOME [biyom] Bölgesel ana canlı organizmalar topluluğu. Doğal ortamdaki ya da bir iklimsel kuşaktaki (tundra, tropik orman, çöl vb) bütün canlı organizmalardan oluşan topluluk.
BIOMETRY [biyometri] Canlıların incelenmesinde (gözlem ve ölçümlere) matema-tiğin, aslında istatistiğin uygulanması.
BIOMONITORING [biyoizleme] Bitki ya da hayvanın yaşamındaki değişmeleri değerlendirmek için doğal ortamın biyolojik konumu dahil izlenmesi.
BIO-PHYSICS [biyofizik] Fiziksel yöntemlerle biyolojik olayları inceleyen dal. Biyolojik fizik.
BIOSPHERE [biyosfer] 1- Gezegenimizin canlıların bulunduğu atmosfer ve yeri içeren kısmı.
BIOSPHERE [biyosfer] 2- Yeryüzü. Yaşamalan olarak yeryüzü.
BIOSYNTHESIS [biyosentez] 1- Basit maddelerden karmaşık kimyasal bileşenlerin canlılar tarafından üretilmesi. Örnek; nişasta.
BIOSYNTHESIS [biyosentez] 2- Canlının kendi içinde yaptığı kimyasal sentez. Örnek; klorofilli özümseme.
BIOSYSTEMATICS [biyosistematik] Taksonların evriminin incelenmesi.
BIOTA [biyota] Belirli bir bölgedeki bitkisel ve hayvansal yaşamın bütünü.
BIOTECHNOLOGY [biyoteknoloji] Özellikle genetikle (kalıtsallıkla) ilgili mühendislik ile birbirine yakın DNA teknolojisini kullanan ve uygulayan biyolojik bilim.
BIOTIC [biyotik] Biyolojiyle ilgili, biyolojik. 
BIOTOPE [yaşamortam, biyotop] 1- Biyotop. Bir ya da bir çok türün yaşadığı daha doğrusu yaşayabildiği belirli özelliklere sahip yer, bölge. ® Habitat (yaşamalan).
BIOTOPE [yaşamortam, biyotop] 2- Bir ya da bir çok türün yaşadığı daha doğrusu yaşayabildiği belirli özelliklere sahip yer, bölge. ® Habitat (yaşamalan).
BIOTOPE [yaşamortam, biyotop] 3- Canlının yaşadığı, yaşamın olduğu yer, bölge, alan çevre yani biyolojik ortam. ® Habitat (yaşamalan).
BIOTYPE [biyotip] Kalıtsal özellikleri ile biçim benzerliği.
BIRDS (AVES) [kuşlar].
BIRTH RATE [doğum oranı] Birim zamanda (artma, çoğalma) hızı.
BISTURI [neşter, bisturi] Bıçak şeklinde küçük kesici cerrahi alet.
BITT [baba] ® Newel.
BIVALVE [çiftkabuklu, midyeler] Bir taraflarından eklemli (bitişik) olup iki kabuğu bulunan yumuşakça. Örnek; midye. ® Bivalvia. ® Pelecypoda.
BIVALVIA (LAMELLIBRANCHIATA, PELECYPODA, BIVALVE, MUSSELS) [midyeler] Yassısolungaçlılar ya da basitçe midyeler birçok adla anılırlar. Yumuşakçalar (Mollusca) kabilesinin (Bivalvia) sınıfındaki canlıları kapsar. Bu sınıfta Protobranchia, Pteriomorphia, Paleoheterodonta, Trigoinoida, Unionoida (tatlısu), Heterodonta, Anomalosdesmata altsınıflarına ayrılır. Bireyleri iki parçalı ve az çok bakışımlı (simetrik) kabuktan oluşurlar. Toplam 30.000 türü kapsar. Solungaçlarını kullanarak suyu filtre ederek beslenirler. Dolaşım sistemleri açıktır. Bir kısmı kayalara tutunarak dururken diğerleri kendilerini çoğunlukla kumlu tabana gömer ve sifonlarını taban yüzeyi üstüne uzatarak beslenir. Kabuk şekilleri çok değişiktir. Yuvarlak, küremsi, yassı, uzunlamasına yassı formları vardır.
BLACK GOBY [kömürcükaya balığı, kömürcükayası balığı, kömürcin kayası, kömürcü kayabalığı] ® Gobius niger.
BLACK SCORPIONFISH [lipsoz balığı, iskorpit, lipsoz] ® Scorpaena porcus.
BLACK SEA [Karadeniz] Türk boğazlar sistemiyle Ege ve Akdeniz?e bağlı olan bir iç deniz olup ayrıca Kerç boğazıyla da Azak Denizi ile etkileşmektedir. Akdeniz sular sisteminin bir parçası sayılan Karadeniz, yağışlı iklim kuşağında yer alan pozitif bütçeli bir su kütlesidir. Bu denize çevresinden yılda 320 km3 tatlısu girmektedir. 200 km3/yıl kadar su İstanbul Boğazı?ndan Marmara?ya yüzeyden akmaktadır. Daha ağır olan Akdeniz suyu ise Karadeniz?e alt akıntı olarak girmektedir. Denizin kapladığı yüzey alan 436.400 km2 kadar olup en derin yeri 2.200 m?dir. Güneyde Türkiye ve doğuda Kafkasya kıyılarında sahanlık alanı dar olup derin kanyonları dikkat çekicidir. Buna karşın kuzey-batı kısmı 190 km genişliğinde geniş bir sahanlık alanına sahiptir. Karadeniz?in dünya denizleri içerisinde ilginç olan bir özelliği de hacminin %90?ının oksijensiz olmasıdır. Genelde 150-175m derinliklerden sonra hidrojen sülfürlü su hakim olup bu kesimde oksijenli yaşam yoktur. Yüzey suları az tuzlu (acısu) olup tuzluluğu yer ve zamana göre 18-22 ppt arasında değişmektedir. Yüzey suyu sıcaklıkları yer ve zamana göre 8-28 0C?ler arasında değişmektedir. Karadeniz?de kıyı boyunca saat yönünün tersi yönde akan kıyısal akıntı önemli özelliklerindendir. Daha küçük döngüler yine saat yönü tersi yönde dağu ve batı kısımlarında yer almakta olup kabaca orta kesimde karşılaşmaktadırlar. Doğaldırki bunların dışında birçok küçük kalıcı ya da geçici döngü kıyılar boyunca yer almaktadır. Karadeniz?in yüzey suları ırmak ve derelerin getridiği besin tuzlarıyla  zengindir. Bu zenginlik aşırı gübrelenme (ötrofikasyon) kirliliğini de birlikte getirmektedir. Gübrelenme sonucu yüksek olan üretkenlik bu denizin çevresinde yer alan ülkelerin balıkçılığının önemli ve asıl kısmını oluşturan küçük pelajik balık bolluğunun kaynağı ve dayanağıdır.
BLACK SEA SALMON [Karadeniz alası, denizalası balığı, alabalık, deniz alası] ® Salmo labrax.
BLACK SEA SPRAT [sardalya balığı, tülka, kilka balığı, tirsi, flisa balığı] ® Clupeonella cultriventris.
BLACK SEABREAM [sarıgöz, sarıgöz balığı, ıskatari, fırtına balığı] ® Spondyliosoma cantharus.
BLACKBARRED HALFBEAK [yarımgaga balığı, çomak balığı] ® Hemiramphus far.
BLACK-BELLIED ANGLER [fener balığı] ® Lophius budegassa.
BLACKBELLY ROSEFISH [derinsu iskorpiti] ® Helicolenus dactylopterus dactylopterus.
BLACKCHIN GUITARFISH [iğnelikeler, kemane balığı] ® Rhinobatos cemiculus.
BLACK-FACED BLENNY [karabaş balığı] ® Tripterygion delaisi.
BLACKFISH [kara balığı, karabalık] ® Centrolophus niger.
BLACK-HEADED BLENNY [horozbina] ® Lipophrys nigriceps.
BLACKMOUTH CATSHARK [lekelikedi balığı, lekeli kedi balığı, lekeli kedibalığı, kedi] ® Galeus melastomus.
BLACKSPOT SEABREAM [mercan, mandagöz mercan, mandagözmercan balığı] ® Pagellus bogaraveo.
BLACKSPOTTED SMOOTH-HOUND [benekli köpekbalığı] ® Mustelus punctulatus.
BLACK-STRIPED PIPEFISH [kabarık yanak iğne balığı, iğne balığı, deniz iğne balığı, deniziğnesi] ® Syngnathus abaster.
BLACKTAILED WRASSE [karakuyrukçırçır balığı, çırçır balığı, ot balığı] ® Symphodus melanocercus.
BLACKTIP GROUPER [taşhanisi, orfoz balığı, lahoz] ® Epinephelus fasciatus.
BLACKTIP REEF SHARK [siyah yüzgeçli köpekbalığı] ® Charcharhinus melanopterus.
BLACKTIP SHARK [köpekbalığı] ® Carcharhinus limbatus.
BLADE (WASH) [pala] Küreklerin enli ve yassı kısmı.
BLEAK [inci balığı] ® Alburnus alburnus.
BLENNA (SLIME) [çamur].
BLENNIES [horozbinagiller] ® Blenniidae.
BLENNIIDAE (COMBTOOTH BLENNIES, BLENNIES) [horozbinagiller] Işınlıyüzgeçliler (Actinopterygii) sınıfı, levrekler (Perciformes) takımı, Blennioidei alttakımının en geniş ailesi olup 53 cins ve 345 türü kapsamaktadır. İnce, uzunca vücutlu, pulsuz, sırt yüzgeçleri uzun olup sığ sularda tabanda oyuk ve kovuklarda bulunurlar. Renkleri bulundukları yere göre değişebilir. Alt ve üst çenelerindeki dişleri önemli özelliklerindendir. Tarakdişli, kılıçdişli terimler diş tanımlamasında ve İngilizce isimlendirmede kullanılmış ve kullanılmaktadır. Çoğu suyosunları (lglerle) ve küçük omurgasızlarla beslenir. Çoğunlukla denizel olan bu balık ailesinin bazı fertleri acısuya ve tatlısuya girer. Çoğunluğun boyu 15 cm?den küçüktür.  Bilinen en büyük boylu birey 54 cm?dir. Erkekleri dişilerden büyüktür. Üreme döneminde daha çok erkeklerin renkleri değişir ve belirginleşir. Kurtçuklar (larvalar) yüzücüdür (pelajiktir). Çoğunlukla tropik ve altropik bölge sularında bulunurlar. Tabanda dolaşırlar. Tabandaki yosun ve omurgasızlarla beslenirler. Erinlerde yüzme kesesi genellikle yoktur. Erkek dişiyi yumurtlama yerine çeker. Bir batında ya da birkaç batında yumurta ve atmık boşaltılır. Erkek birçok dişiyle çifteleşir. Bazıları plankton yer. Yumurtalarını boş midye kabuklarının içine bırakırlar. Yumurtaları genellikle erkek korur ve havalandırır. Akvaryumculuğu yapılmaktadır.
BLENNIUS OCELLARIS (BUTTERFLY BLENNY) [horozbina, kelebekhorozbina balığı,  benekli horozbina] TL=20 cm boya ulaşabilir. 10-400 m derinliklerde rastlanır. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Sert zemin üstünde gece aktiftir. Taş ve kabuklar arasına bırakılan yumurtaları erkek korur.
BLIND SIDE [kör taraf] Yassı balıklarda gözlerin bulunmadığı tabana doğru olan taraf.
BLONDE RAY [kütkuyrukvatoz balığı] ® Raja brachyura.
BLOTCHED PICAREL [beyazgöz balığı, beyazgöz izmarit, izmarit, menekşe balığı, melana] ® Spicara maena.
BLOTCHFIN DRAGONET [üzgün balığı] ® Callionymus flamentosus.
BLUE BUTTERFISH [yıldız balığı] ® Stromateus fiatola.
BLUE JACK MACKEREL [derinsu istavriti] ® Trachurus picturatus.
BLUE MUSSEL [midye] ® Mytilus galloprovincialis.
BLUE RUNNER [kral balığı] ® Caranx crysos.
BLUE SHARK [pamuk balığı, maviköpek balığı,mavi köpek balığı] ® Prionace glauca.
BLUE SKATE [kocaburunvatoz, tırpana] ® Dipturus batis.
BLUE WHALE [gök balina, mavi balina] ® Balaenoptera musculus.
BLUE WHITING [mezgit, mezit, mezit balığı, mavimezit, mavimezgit balığı, derinsu mezgiti, mavi mezgit, mavi mezgit balığı] ® Micromesistius poutassou.
BLUEFISH [çinakop] 1- Boyu 10-18 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
BLUEFISH [defneyaprağı] 2- Boyu 10 cm?den küçük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
BLUEFISH [kofana] 3- Boyu 35 cm?den büyük lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
BLUEFISH [lüfer] 4- ® Pomatomus saltatrix.
BLUEFISH [lüfer] 5- Boyu 25-35 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
BLUEFISH [sarıkanat] 6- Boyu 18-25 cm arasındaki lüfer. ® Pomatomus saltatrix.
BLUESPOTTED CORNETFISH [kornet balığı] ® Fistularia commersonii.
BLUESPOTTED SEABREAM [trança, yalancı trança, antenli mercan] ® Pagrus caeruleostıctus.
BLUNTHEAD PUFFER [balon balığı] ® Sphoeroides pachygaster.
BLUNTNOSE SIXGILL SHARK [altı-yarıklı balık, altıyarıklıcanavar, bozcamgöz, bozcamgöz balığı] ® Hexanchus griseus.
BLUNT-SNOUTED CLINGFISH [ördek balığı] ® Gouania wildenowi.
BOARD BRIDLE [sapan]  ® Backstrop.
BOARD CHAIN [açı demiri, kapı zinciri] Trol kapısının suda uçurtma gibi ağ yakasını yanlara açmasını sağlayan düzenek. ® Towing chain.
BOARD LEG [sapan]  ® Backstrop.
BOARD LINK [kapı terazisi] ® Shearboard link.
BOARDSIDE [borda] Tekne ya da geminin su kesimi üstündeki yanı.
BOARFISH [tambur balığı, trampet balığı, peri balığı] ® Capros aper.
BOATSWAIN [lostramo, lostromo] Güverte zabiti yardımcısı. Güverte alet ve iş yönetiminden sorumlu görevli denizci.
BOBBIN [bobin] Trol yakalarının istenmeyen malzemeye takılmasını önlemek ve bir ölçüde açmak için ağın yakalarına açılı demir bir maça (kelebek) ile bağlanmış içi boş demir küre (dan leno bobini).
BOD (abbrev.) [biyokimyasal oksijen ihtiyacı] ® Biochemical oxygen demand.
BODY [gövde] 1- Bir hayvanın baş, kol ve bacakları (uzatıları) hariç geride kalan asıl vücut kısmıdır. Bu terim hayvanların kelle hariç tüm vücudunu belirtici anlamda da kullanılmaktadır.
BODY [korpus] 2- ® Corpus.
BODY CAVITY [karın boşluğu] ® Coelom (sölom).
BODY DEPTH [vücut derinliği, vücut yüksekliği] Birinci sırt yüzgecinin önünden karına (karın yüzgecinin önüne) indirilen hattın uzunluğudur.
BODY REGENERATION [yenilenme, gövde yenilenmesi, rejenerasyon] ® Regenaration.
BOGUE [gopez, gupa, altınkuşak balığı] ® Boops boops.
BOGUE [kupes, lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] ® Boops boops.
BOLLARD [baba] ® Newel.
BOLO LINE [el incesi] ® Hauling line.
BONGO NET [bongo ağı] Kasnaklarından birbirine yatay bağlanmış olup bir batırıcı ile çoğunlukla yatay ya da çaprazi çekilen bir tür zooplankton ağı.
BONNETHEAD [çekiçbalığıgiller] ® Sphyrnidae.
BONY FISHES [kemikli balıklar] 1- ® Teleostei.
BONY FISHES [tümkemikliler] 2- ® Holostei.
BOOM (GIN POLE, STOUT POLE) [bum, bumba] 1- Yük aktarmak ya da çekmek için ucunda palanga olan direk.
BOOM (GIN POLE, STOUT POLE) [bum, bumba] 2- Balıkçı teknelerinde ağın içeri alınmasında kullanılan ve palanganın bağlı olduğu kuvvetli direk.
BOOMERANG  [kelebek] ® Butterfly.
BOOPS BOOPS (BOGUE) [kupes, lopa, gupa, altınkuşak balığı, kupez, gopez] Tabansal (demersal) okyanusgöçerdir (okyanodromdur) ve 0-350 m?ler arasında yayılır. TL=36 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir. Genellikle kıta sahanlığı üstünde kumlu, çamurlu, kayalık ve deniz çayırları üzerinde bulunur. Etotoburdur (omnivordur). Tezdişidir (protogyre hermaphrodite-önce dişi sonra erkek olan erseliktir). Toplu halde gece yüzeye çıkarlar.
BOREAL (NORTHERN) [kuzey, kuzeyli].
BOTANIC [botanik, nebatat] Bitkileri inceleyen biyoloji kolu.
BOTHIDAE (LEFTEYE FLOUNDERS) [yanyüzerler] Yüzgeçleri yanlarda olan bu balıklar iki gruba ayrılır. Bunlardan yaygın bilinen ailelerden biri sağgözlü yassıbalıkları içeren (righteye flounders) = Pleuronectidae diğeri ise solgözlüleri kapsayan (lefteye flounders) = Bothidae?dir. Yumurtadan çıkan kurtçuklar (larvalar) normal tipli ve bakışımlı (simetrik) olup genelde bilinen balığa benzerler ve yüzücüdürler (pelajiktirler). Büyüyüp şekil değiştirme (metamorfoz) evresine ulaştıklarında ise gözlerden biri yukarı doğru hareket ederek yer değiştirirken vücut yassılaşarak bakışımsız (asimetrik) hale gelir ve genç balık tabansal (demersal) olur. Bothide ailesi fertleri sağ yanları üzerinde tabanda dururken Pleuronectidae ailesi bireyleri sol yanları üzerinde tabanda durur. Bu da birinde sol gözün (Pleuronectidae) diğerinde de sağ gözün (Bothidae) yukarıya yani diğer yana hareket etmesini gerektirmektedir. ® Pleuronectidae (yanyüzergiller).
BOTHUS PANTHERINUS (LEOPARD FLOUNDER) [?] TL=39 cm olup 0-150 metrelerde rastlanır. Daha çok mercan resifleriyle birlikte görülür. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Doğu Akdenizde varlığı tartışmalıdır. Kumlu çamurlu zeminde yaşar.
BOTHUS PODAS (WIDE-EYED FLOUNDER) [kalkan, pisi balığı, pisi, genişgözpisi] Tabansal (demersal) balıktır. TL=45 cm ve 700 g olabilir. 15-400 metrelerde rastlanır fakat daha çok kumlu çamurlu sığ sularda bulunur. Balıkçılıkta hedef tür değildir.
BOTTLENOSED SKATE [akvatoz, vatoz] ® Rostroraja alba.
BOTTOM FISH [taban balığı] ® Groundfish.
BOUNDARY [sınır] İki alanı ayıran hat, çizgi.
BOW (HEAD) [pruva] 1- Gemi ya da teknenin ön (baş) kısmı. İleri yönü.
BOW [başüstü] 2- Deniz aracının baş kısmında durulabilecek yer, alan.
BOWHEAD WHALES [gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.
BOX [kasa] Avlanan balığın konulduğu dikdörtgen şeklindeki kap.
BOXLIP MULLET [dudaklıkefal] ® Oedalechilus labeo.
BRACHIOPODA (BRACHIOPODS) [kolsuayaklılar] Hayvanlar aleminin denizel canlılarını barındıran bir kabilesidir. Vücutları iki parçalı kabukla kaplıdır ve ilk bakışta deniz tarağına (midye) benzerlerse de bunlardan tamamen farklıdırlar ve midyelerle ilişkileri yoktur. Bir sapla bir yere tutunurlar. Ayrı eşeylidirler (cinsiyetlidirler). Yosunhayvanlarına (Bryozoa) yakındırlar. Soğuk, daha çok kutupsal sularda derinde rastlanırlar. Günümüzde 300 yaşayan türü bulunmaktadır.
BRACHIOPODS [kolsuayaklılar] ® Brachiopoda.
BRACHYDANIO RERIO (ZEBRAFISH, ZEBRA DANIO) [?] ® Danio rerio.
BRACKISH WATER [acısu] Tatlısu ve deniz sularının karışım alanındaki az tuzlu (%o 5 - %o 18) su.
BRAIN [beyin] ® Cerebrum.
BRAMA BRAMA (ATLANTIC POMFRET) [baltabaş balığı] En çok TL=100 cm, 6 kg ve 9 yaşında olabilir. Mevsimsel okyanusgöçer (okyanodrom) olup küçük sürüler oluşturur. 0-1.000 m derinliklerde rastlanır. Zaman zaman kıyıya yaklaşır. Balıkçılığı vardır.
BRAMBLE SHARK [çiviliköpek balığı] ® Echinorhinus brucus.
BRANCHIOSTOMA LANCEOLATUM (LANCELET) [batrak] Önceleri Amphioxus lanceolatum adıyla tanınmaktaydı. İlkel kordalılardan Cephalochordata altkabilesinin Branchiostomidae ailesinin Branchiostoma cinsinden bir türdür. Omurgalılara geçişe ışık tuttuğu için önemle araştırılmıştır. Solungaç yarığı, sırt iplikçiği, baş-gövde-kuyruk, beyin benzeri oluşum, ağız- besin kanalı-anüs, kan dolaşım sistemi vs?nin oluşmuş olması dikkat çekmektedir. Boyu 5 cm kadar olup genellikle kuma gömülü sıcak ve ılıman sularda yaşar.
BREADTH [en] ® Beam.
BREAKWATER [dalgakıran] ® Jetty.
BRIDGE [köprüüstü, köprü] Gemi ya da teknenin kumanda edildiği yerin adıdır.
BRILL [çivisizkalkan, dişikalkan] ® Scophthalmus rhombus.
BRINE SHRIMP [?] ® Artemia salina.
BRITTLE STARS [yılanyıldızları] ® Ophiuroidea.
BROAD-FINGERED CRAYFISH [kerevit, tatlısu istakozu, göl istakozu] ® Astacus leptodactylus.
BROAD-NOSED PIPEFISH [deniziğnesi, deniziğnesi balığı] ® Syngnathus typhle.
BROKEN ICE [gezgin buzlu] ® Pack ice.
BROOD STOCK [damızlık] 1- Koşullara ve ortama daha uyumlu (dayanıklı ve sağlıklı) olup aynı zamanda verimli olan (iyi döl veren ve iyi büyüyen) balıkların döl almak için ayrılmış olan birey(leri).
BROOD STOCK [kuluçkalık stok] 2- Yeni kuşak elde etmek için çiftlikte tutulan ve yumurtlayan anaç balıklara denir. Buna tutsak kuluçkalık stok (captive brood stock) da denmektedir.
BROWN COMBER [beneklihani balığı, benekli hani] ® Serranus hepatus.
BROWN MEAGER [işkine, eşkine, eşkina, mavruşkil balığı, kaya levreği] ® Sciaena umbra.
BROWN MORAY [kahverengi müren] ® Gymnothorax unicolor.
BROWN MUSCLE [esmer kas, kırmızı kas] Balıklarda hemen derinin altında ve her iki tarafta yer alan, koyu, yağ ve proteince görece zengin et (kas). Bu kısımlar için koyu (esmer) kas (et), kırmızı kas (et) tanımlamalarıda kullanılmaktadır.
BROWN RAY [aynalıvatoz] ® Raja miraletus.
BROWN WRASSE [lapin, çil balığı, lapina, ot balığı] ® Labrus merula.
BROWNIAN MOVEMENT [Brown hareketi] Buna Brown molekül hareketi de denmektedir. Bir bardak suyun içerisine bir damlalık kullanılarak yavaşça bırakılacak bir damla mürekkebin suda yayılması bir Brown molekül hareketi olup moleküllerin birbirlerine çarparak yayılmasıdır. ® Diffusion (yayılma).
BRUSHTEETH LIZARDFISH [mırlan balığı, zurna balığı, iskarmoz, lokum balığı, gümüş, gümüş balığı] ® Saurida undosquamis.
BRYOZOA (MOSS ANIMALS) [yosunhayvanları] Bryozoa kabilesi Ectoprocta adıyla da anılmakta olup Stenolaemata, Gymnolaemata ve Phylactolaemata sınıflarından oluşmaktadır. Zarif, milyonlarca bireyin bulunduğu koloni oluşturan hayvanlar olup mercan resifi benzeri CaCO3 iskeletleri vardır. Genellikle sıcak tropik sular başta olmak üzere tüm denizlerde bulunurlar. Yaklaşık 5.000 yaşayan türü vardır. 50 kadar türü tatlısuda yaşar. Her türlü sert malzeme üstüne yapışık 8.000 m derinliğe kadar rastlanılabilirler. Bir türü güney kutup bölgesinde su kolonunda yüzer. İskeletleri çeşitli şekilde büyür. Beslenmeleri uzmanlaşmış kirpikli dokunaç tacıyla  (lofofor-lophophore) olur. Kan dolaşım sistemleri yoktur. Gaz değişimi bütün vücut, özellikle dokunaçlar üzerinden olur. Erdişi (hermafrodit) olan yosunhayvanları eşeyli (cinsiyetli) ve eşeysiz (cinsiyetsiz) çoğalırlar.
BSEP (abbrev.) [Karadeniz Çevre Programı] Black Sea Environmental Programme.
BT (abbrev.) [batitermograf] ® Bathy-Thermograph.
BThreshold (abbrev.) [BEşik] Biyokitle eşiği. ® Minimum stock size threshold (minimum stok büyüklüğü eşiği).
BUCCHICH'S GOBY [çizgilikaya, lekelikayabalığı, kaya balığı, küçük kayabalığı] ® Gobius bucchichi.
BUCKET [kova] Balıkların seçme ve tartılmasında kullanılan kulplu kap.
BUDDING [tomurcuklanma] İlkel hayvanlarda görülen eşeysiz (cinsiyetsiz) üreme, çoğalma şekli.
BUGLOSSIDIUM LUTEUM (SOLENETTE) [akdil balığı, dil balığı, küçük dil balığı] Tabansal (demersal) tür olup TL=15 cm ve 13 yaşında olabilir. 5-450 m derinliklerde rastlanır fakat daha çok sahanlık alanı ve sahanlık yamacının kumlu zemininde bulunur. Ticari balıkçılığı önemsizdir.
BULL RAY [fulya, fulya balığı, , folya balığı, çuçuna, çoçona] ® Pteromylaeus bovinus.
BULLET TUNA [ton balığı, gobene, gobone, tombil balığı, tombik, tulina] ® Auxis rochei.
BULLHEADS [dereiskorpitigiller] ® Cottidae.
BULLS EYE [lumbuz, lomboz] 1- ® Porthole.
BULLS-EYE [küçük kardinal balığı] 2- ® Epigonus telescopus.
BULWARK (STANCHION) [puntel] 1- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarındaki, personel ya da yolcuların denize düşmemesi için genellikle borudan yapılmış, koruyuculara verilen ad.
BULWARK [küpeşte] 2- Gemi ve teknelerde güverte kenarlarına personel ya da yolcuların denize düşmemesi için sacdan yapılmış koruyuculara verilen ad. ® Puntel.
BUNSEN BURNER [bunsen beki] Gazla çalışan ve laboratuvarda kullanılan küçük ocak.
BUOY (FLOAT) [şamandıra] Yüzen kap. Denizde bir yere işaret koymak ya da tekneleri bağlamak amacıyla demirlenerek bırakılan yüzer cisim.
BURDUR LAKE [Burdur Gölü] Göl, Burdur ve Isparta arasında yer alır. Aynı adla anılan Burdur şehrinin yakınında olup yüzölçümü 140 km2?dir. En derin yeri 110 m olup denizden yüksekliği yaklaşık 850 metredir. Burdur Gölü uluslararası Ramsar sulak alanlar listesinde A sınıfında yer almakta olup her yıl (kış aylarında) 150.000 kuşu barındırmaktadır. Gölü besleyen birkaç küçük akarsu göle atık ve artık taşımakta olup gölün (oligotrofik) özelliğini giderek bozmaktadır. Göldeki ışık geçirgenliği az olup ilkbaharda 1 ile 3 ve sonbaharda da kabaca 3-5 m arasında değişmektedir. Gölde uç koşullara uyum sağlamış bir çok tür yaşamakta olup bunların yaklaşık 45?i bitkisel plankton cinsiden ve 18?ininde hayvansal plankton grubundan olduğu bildirilmektedir. Göl koşullarına uyum sağlamış dişlisazangiller (Cyprinodontidae) ailesinin Cyprinodon cinsi yerli (endemic) bir balık türü varlığını sürdürmektedir. Bu türe zaman içerisinde farklı isimler verilmiş ya da yanlış tanımlanmıştır. Cyprinidon cinsi bu tür için kullanılan 30 isimden birkaç yaygın olanı Cyprinodon sureyanus, Cyprinodon anatoliae, Aphanius anatoliae sureyanus, Aphanius burduricus iconii, Aphanius burduricus?tur. Günümüzde Aphanius anatoliae anatoliae (Leidenfrost, 1912) geçerli isim olarak kabul edilmektedir. Bu tür kırmızı kitapta (2006 IUCN) soyu tehdit altındaki türler arasında yer almaktadır.
BURETTE [büret] Laboratuvar ve bazen sahadaki kimyasal çalışmalarda kullanılan eşit hacim aralıkları olan, musluklu, uzun cam boru.
BURST SPEED [ani hız] ® Darting speed.
BUTANE-TUBE FISHERY [tüp-avcılığı] Bilinebildiği kadarıyla Türkiye?ye özel bir balık avcılığı yöntemidir. Açık bırakılan piknik tüpünün suya atılmasıyla bayılan balıklardan yüzeye vuranların toplanması şeklindeki yasak avcılıktır.
BUTTERFLY (BANANA, BOOMERANG, DAN LENO ARM, DAN LENO BRACKET, DAN LENO SPREADER, DEVIL'S ELBOW, SPREADER BAR) [kelebek] Geniş açılı L şeklinde demir maça.
BUTTERFLY BLENNY [horozbina, kelebekhorozbina balığı,  benekli horozbina] ®  Blennius ocellaris.
BUYER UP [madrabaz] Yasak olmasına rağmen hal içerisinde ikinci, üçüncü el pazar oluşturan.
Bv (abbrev.) [bakir biyokitle] ® Virgin biomass.
BY-CATCH (DIRTY FISHING, INCIDENTAL CATCH, ACCIDENTAL CATCH) [yan av rastlantısal av] Hedef tür dışında kalan balıkların hedef tür ile birlikte avlanmasıdır. Buna kazaen avcılıkda denmektedir. Bu tür balıklar hedef türe göre genelde daha az ekonomik değer taşıdıklarından balıkçılar tarafından denize dökülmektedir. Yalnız yan avın bir kısmı ise ekonomik önemli olup pazarlanabilmektedir ki bunu balıkçılar ayırmaktadırlar. Yan avın önemli bir kısmı boyca küçük hedef türe ait genç, küçük bireylerden oluşmaktadır. Avın bu kısmı ya pazarlanamadığı için ya da yasal boy sınırlaması nedeniyle atılmaktadır. Bütün bunlar yan av içerisinde yer almaktadır. Karaya çıkartılan avda (ürün ya da hasatta) avın atılan, kaybedilen ve pazarlanamayan kısımı ile balıkçıların kendilerinin tükettiği miktar yer almamaktadır.
 
 
 

Yukarı