Yelken Dünyasından Haberler

 

Yazar Ayça Kirişçioğlu   

Eveeeet, konuklarımız anne ve babalarıyla birlikte dünya turu yapan Avustralyalı 3 kardeş. 2004 yılından beri teknede yaşayan ve 2006'dan beri de yollarda olan bu kardeşlerle küçük bir söyleşi yaptık. Yaşları 12, 10 ve 8 olan Edward, Alice ve William bize teknedeki hayatlarını anlattılar...

A.K: William, sen ailenin en küçüğüsün. Onun için seninle başlayalım istedim. Bana tekne hayatını sevip sevmediğini söyleyebilir misin?
William: Tekne hayatını kesinlikle çok seviyorum.

A.K: Peki şu anda Avustralya'da evdeki hayatına geri dönmek ister miydin? Yoksa tekne hayatını tercih mi ediyorsun? Lütfen tercihinin sebebini de açıkla bize.
William: Teknede olmayı tercih ederim. Çünkü yeni ülkelere seyahat etmek çok eğlenceli. Yeni hayvanlar görmeyi ve onlarla ilgili bilgi edinmeyi çok seviyorum. Mesela Endonezya'da Komodo canavarlarını, orangutanları gördüm. Komodo canavarları dev bir çeşit sürüngen. Çok çirkin, kocaman kertenkelelere benziyorlar. Onları yakından görebilmek çok heyecan vericiydi. Sri Lanka'da fillerin yetimhanesine gittik. Bebek fillerin banyo yapışlarını seyrettik. Bunların hepsi çok zevkliydi.
A.K: Avustralya'dan 2006'da ayrıldınız. Yolunuzun üzerinde pekçok yer gördünüz. Şimdi de Akdeniz'i geçip, Atlantik Okyanusu'nu geçeceksiniz. Tekrar Avustralya'ya dönünceye kadar yolunuz üzerindeki yerlerden en çok hangisini merak ediyorsun?
William: En çok Karayipler'i merak ediyorum. Bu sonbaharda okyanusu geçeceğiz. Noel'den önce Karayipler'de oluruz herhalde. Bunu dört gözle bekliyorum.

A.K: Alice, şimdi de birkaç soru sana sormak istiyorum. Senin de teknede yaşamayı sevdiğini biliyorum ama tekne yaşantısının en güzel ve en kötü yanları sence ne?
Alice: Denizi çok seviyorum. Ayrıca farklı ülkelere gidip, farklı kültürleri tanımak çok hoşuma gidiyor. Bir de dünyanın her köşesinden arkadaşların oluyor. Bunlar en güzel yanları. Deniz tutması ise en kötüsü!

A.K: Şimdiye kadar gittiğiniz ülkeler arasında en çok sevdiklerin hangileriydi? Neden?
Alice: Türkiye en sevdiklerimden birisi. Çünkü burada deniz çok berrak ve insanlar çok iyi, yardımsever. Mısır ve Endonezya'yı da çok sevmiştim. Kültürleri çok değişik olduğu için ilginç gelmişti. Bir de Mısır'da piramitler çok güzeldi. Sri Lanka'da ise filler harikaydı.

A.K: Yolda çok arkadaş edinebiliyor musun?
Alice. Evet ediniyorum. Hem diğer teknelerde yaşayan çocuklarla hem de gittiğimiz yerlerdekilerle arkadaş olabiliyorum. Bu çok güzel bir şey.

A.K: Edward, sen de teknede yaşamayı ve seyahat etmeyi seviyor musun kardeşlerin gibi?
Edward: Evet, çok seviyorum. Çünkü ben denize aşığım. Yüzmeye ve yelken yapmaya bayılıyorum. Babam, bu bizim ailenin kanında var diyor. Dedem de donanmadaymış eskiden. Yelkenle ilgili hergün yeni birşeyler öğrenmek çok hoşuma gidiyor.

A.K: Annenle baban Avustralya'dan tekneyle bir dünya turu yapmaya karar verdiğinde ve bunu sana ilk söylediklerinde ne hissettin? Heyecanlandın mı? 
Edward: Pek bir şey hissedemedim. Ne olacağını tahmin edemedim. Ama zaten okulda çok sosyal bir çocuk değildim. Onun için bir arkadaşım dışında, ayrılmakta zorlandığım kimse olmadı.

A.K: Büyüyünce ne olmak istediğine karar verdin mi?
Edward: Henüz tam karar vermedim ama yelkenle, denizle alakalı bir şey olmasını isterim. Belki ben de dedem gibi donanmaya girerim.

A.K: Teknede yaşarken okul işini nasıl hallediyorsunuz? Herhangi bir okula devam etmediğinize göre, eğitiminiz ne şekilde oluyor?
Edward: Avustralya'da eskiden yaşadığımız yer olan Sidney'deki ?uzak okul? organizasyonuna bağlıyız. Bize okullarda kullanılan kitapları her sömestrenin başında  posta yoluyla gönderiyorlar. Her haftanın 4 günü sabahtan öğlene kadar bu kitapları kullanarak, aynı okulda gibi çalışıyoruz. İlk seneden sonra çoğunu kendi başımıza yapabilmeye başladık. Hala anne ve babamızdan bol bol yardım alıyoruz tabii. Bu düzene alışıncaya kadar ilk sene oldukça zor oldu. Hem kendi başımıza çalışmak garip geldi, hem de disiplini oturtmak. Annem ve babam hemen hemen hergün bizimle çalışmak zorunda kaldılar. Bir de William yola çıktığımızda 5,5 yaşındaydı. Daha önce hiç okula gitmemişti. Onun için halen, annem en çok onun dersleriyle ilgileniyor. Ama bu son zamanlarda William da dahil hepimiz, çoğu dersimizi kendimiz yapabilmeye başladık. Babam, son 6 aydır bana Fransızca ders vermeye de başladı. 

A.K: Çocuklar, size çok teşekkür ediyorum. Dünya turunu ya da teknede yaşamı hepimiz yetişkinlerin gözünden biliyoruz ama sizin gözünüzden nasıl bir şey olduğunu çok güzel anlattınız. Size iyi yolculuklar. Gideceğiniz yeni limanlarda iyi eğlenceler dilerim.

Yukarı